guarantee

  1. Noun güvence
  2. inanca, güvence, teminat, garanti.
    There is a year's guarantee on this watch. a guarantee against
    defective workmanship. Money-back guarantee with all items.
  3. kefalet.
  4. kefil.
    stand guarantee for someone: birine kefil olmak.
  5. teminat altına alan şey.
    Wealth is not guarantee of happiness.
  6. söz, vait, teminat.
  7. garanti etmek, inanca/güvence/teminat vermek.
    This company guarantees its clocks for a year.
  8. kefil olmak.
    The father guaranteed his son's future behavior. I will guarantee him for a $1000 loan.
  9. söz vermek, vaadetmek, temin etmek, sağlamak.
    I guarantee that I'll be there.
  10. sağlama bağlamak, teminat altına almak.
    The insurance guaranteed him against money loss in case of
    fire. The father guaranteed his son's future.
  11. (sorumluluğunu) üzerine almak, üstlenmek, deruhte etmek.
bir teminat altında haklarını kaybetmek Verb
garanti olarak evini göstermek Verb
garanti olarak evinıgöstermek Verb
usul güvencesi Noun, Law
usulî güvence Noun, Law
bir yıllık garanti
bir yıllık garanti
mutlak kefalet
mutlak garanti
teminat (teminatı veren kişinin borcunu ödeyeceğini veya yükümlülüğünü yerine getireceğini kayıtsız şartsız tekeffül etmek) Verb
kefillerin imza ve kişisel teminatlarına dayanan kredi
kefalet karşılığı avans
teminat tutarı
yıllık ücret garantisi
garanti olarak
teminatı kabul etme
(Br) banka garantisi
banka garantisi
banka teminatı Noun, Banking
temel gelir Noun, Economics
kefaletin lehdarı
poliçe de imzaları bulunanlara kefil olma
poliçede imzası bulunanlara kefil olma
kefalet
teminat istemek Verb
teminatı iptal etmek Verb
otomobil garantisi
garanti belgesi Noun, Commerce
borçlu dışında üçüncü bir şahıs tarafından verilen teminat
ticari kredi garantisi
ticari teminat
şirket teminatı
sermayesinin üzerinde garanti ettiği belirli bir tutarla sorumluluk yüklenm
(Br) sermayenin üzerinde garanti ettiği belirli bir tutarla sorumluluk yüklenmiş şirket (bu durumda her
ortağın şirketin büroları dolayısıyla tasfiyes
şartlı teminat
anayasal güvence Noun, Law
anayasa teminatı
anayasa güvencesi Noun, Law
anayasal güvence Noun, Law
anayasal teminat Noun, Law
(US) sürekli teminat (ödünç alan kişi borcunu ödemediği takdirde , kefillerinin ödemesini öngören bankaya tevdi olunan belge
sürekli teminat
teminat sözleşmesi
kontrgaranti
kredi garantisi
kredi teminatı
karşılıklı teminat
gümrük garantisi
teminat beyanı
fiyat düşmesine karşı teminat
zarar teminatı
doğrudan garanti
yönetim kurulu üyesi teminatı
temettü garantisi
kâr payı garantisi
kur garantisi
döviz kuru garantisi
döviz kuru riski garantisi
süresi sona eren garanti
ihracat kredisi garantisi
ihracat kredisi garantisi
ihracat teminatı
üreticinin ürünün normal garanti süresine ek olarak müşterisine tanıdığı belirli süre
harici garanti Noun, Banking
bir kişiyi işe almadaki güvenirlik garantisi
sadakat garantisi
kati teminat
kati teminat
harici garanti Noun, Banking
dış kredilerin garantisi
döviz garantisi
teminat veren
devlet teminatı
hükümet teminatı
teminat verme
bir teminatı yerine getirmek Verb
müşterek ve müteselsil teminat
müşterek garanti
birlikte kefalet
garanti mektubu
teminat mektubu Noun, Civil Law
garanti mektupları Noun
ömür boyu iş garantisi
sınırlı garanti
borç teminatı
temel gelir Noun, Economics
evrensel temel gelir Noun, Economics
paranın geri verileceğini temin eden sigorta
ipotek teminatı
karşılıklı garanti
(Br) teminat teklif etmek Verb
bir yıllık garanti
harici garanti Noun, Banking
teminat ödeme
(Br) teslim garantisi
şahsi teminat
fiyat garantisi
kâr garantisi
kur garantisi
ayni teminat
bir garanti yükümlülüğünden kurtarmak Verb
garanti yükümlülüğünden kurtarmak Verb
güvenilir garanti
gelir garantisi Noun, Contracts
bir teminatın iptali
satış teminatı
satış garantisi
güvenlik garantisi
(politika) güvenlik garantisi
garantili tamir
teminat vermek Verb
münferit garanti
müşterek ve müteselsil kefalet
(US) kredi kefaleti
kanuni teminat
vadeli teminat mektubu
garanti şartları Noun
üçüncü şahıs teminatı
lastik garantisi
teminat teklif etmek Verb
garanti antlaşması
güvenilir garanti
güvenilir teminat
lastik garantisi
teminatımız tahtında
garantimiz altında
teminat mız altında
garanti miz altında
bir kefalet üstlenmek Verb
yatırım taahhüt garantisi
sınırsız garanti
değer garantisi
güvencesiz
garantisiz
bir senede kefil olmak Verb
bir borcu garanti etmek Verb
bir temettüü garanti etmek Verb
garanti anlaşması
bir ciroyu garanti etmek Verb
(US) garanti sigortası birliği
garanti senedi
garanti belgesi Noun, Commerce
garanti şartları Noun
aval komisyonu
dükruvar komisyonu
garanti sigorta şirketi
garanti sözleşmesi
borçları garanti etmek Verb
garanti depozitosu Noun
temettü garanti etmek Verb
birine kefil olmak Verb
garanti formu
teminat akçesi
(Br) garanti fonu
yazılı teminat
garanti sigortası Noun
garanti yükümlülüğü
garanti yükümlülüğü
bir kredinin garantisi Noun
teslimat garantisi
mevduatın teminat altında olması
ihale garantisi
garanti teklifi
teminat süresi
mütekabiliyetini garanti etmek Verb
garanti tescil kartı
garanti hisse senetleri Noun
geri ödenemeyecek sermaye yatırımı
(US) temettü garantili hisse senetleri Noun
temettü garantili hisse senetleri Noun
en iyi işçiliği garanti etmek Verb
noter garantisi
garanti taahhütü
garanti taahhüdü
kredi garanti fonu
teslim garantisi teminatı
(Br) garanti sigortası (çalışanların yolsuzlukları sonucu işverenlerin bundan doğacak zararlarını garanti eden sigorta poliçesi
(Br) emniyeti suiistimal teminatı sigortası Noun
emniyeti suiistimal teminatı sigortası Noun
birine kefil olmak Verb
ithalat teminatları Noun
(Br) aciz durumu garanti fonu
yardımlaşma derneği
birine kefil olmak Verb