kapı

Turkish-English Translation

  1. Noun customs gate
  2. door
  3. vessel
  4. outlet
  5. Information Technology port
  6. course
  7. gate
  8. valve
  9. place of work
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

kapı detektörü
walkthrough detector Noun, Machines
Metalden kapı ve pencere imalatı (NACE kodu: 25.12)
Manufacture of doors and windows of metal (NACE code: C25.1.2) Noun, Trades-Professions
sınır kapısı
border crossing Noun
açık kapı
open door
açık kapı
open-door
açık kapı
open door Noun
ana kapı
gate way
ana kapı
main gate
ana kapı
gateway
anıtsal kapı
pylon
ara kapı
communicating door
aralık kapı
door ajar
arka kapı
postern
arka kapı
back-door
arka kapı
rear door Transport
arka kapı
backstairs
arka kapı
communicating door
arka kapı
back door
arka kapı
backstairs entrance
asma kapı
drawgate
ateşe dayanıklı kapı
fire door
bazı otomobillerde yukarı doğru açılan arka kapı
tailgate
bir odaya açılan kapı
door that gives access to a room
cam kapı
French door
camlı kapı
french door
çarpma kapı
swing door
çat kapı
out of the blue Adverb
çelik kapı
steel door Noun, Construction
çifte kapı
storm door
dış kapı
outer door
dizisel kapı
serial port Information Technology
döner kapı
revolving door
iç kapı
inner door
iki kanatlı kapı
double door
iki tarafa açılır kapanır kapı
swing door
katlama kapı
folding door
katlanır kapı
folding doors
kayar kapı
sliding door
kırma kapı
folding doors
nokta; kapı
point
ön kapı
front door Noun, Transport
örülmüş kapı
blind door
pencereli kapı
french window
sağır kapı
blind door
sağır kapı
false door
seanstan yarım saat önce açılan kapı
early door Theatre
sürme kapı
sliding door
sürme kapı
sliding gate
süslü ve büyük kapı
portal
tavanda veya yerde bulunan kapak şeklindeki kapı
trap door
üstü açık kapı
hatch
yağlı kapı
(col) rich employer
yan kapı
postern
yandaki kapı
next door
kapı açılmıyor
the door won't open
kapı anahtarı
door key
kapı anahtarı
latchkey
kapı aynası
panel Noun
kapı babası
gate-post Noun
kapı bahçeye açılıyor
the door opens on to the garden
kapı çalması
knock
kapı çengeli
gate hook
kapı çengeli
gate fastener
kapı çerçevesi
door frame
kapı dikmesi
door- post
kapı dikmesi
door-post
kapı direği
gate-post
kapı dışarı edilmek
to be sent packing Verb
kapı dışarı edilmek
to get your marching orders Verb
kapı dışarı edilmek
to get the boot Verb
kapı dışarı etme
boot
kapı dışarı etmek
to eject Verb
kapı dışarı etmek
to chuck out Verb
kapı dışarı etmek
to out Verb
kapı duvar olmak
to after repeated knocking no one to answer the door Verb
kapı eşiği
threshold
kapı kanadı
valve
kapı kanadı
wing
kapı kanadı
gate wing
kapı kapı
from door to door
kapı kapı dolaşan satıcı
door-to-door trader
kapı kapı dolaşarak oy toplamak
to canvass from door to door Verb
kapı kapı dolaşarak oy veya sipariş toplama
door-to-door canvass
kapı kapı dolaşarak oy veya sipariş toplama
canvassing
kapı kapı dolaşarak oy veya sipariş toplama
door-to-door canvassing
kapı kapı dolaşarak oy veya sipariş toplamak
to canvass Verb
kapı kapı dolaşarak satış
door to door selling
kapı kapı dolaşarak satış
house-to-house selling
kapı kapı dolaşarak satış yapan kimse
doorstep salesman
kapı kapı dolaşıp satan satış mümessili
door to door salesman (seller)
kapı kapı dolaşma
from pillar to post
kapı kapı dolaşmak
to run from pillar to post Verb
kapı kapı satış
door-to-door selling
kapı kapı satış işi
doorstep trading
kapı kapı uğrayarak yapılan satış
door-to-door market
kapı kapı uğrayarak yapılan satış
door to door market
kapı kilidi
door lock
kapı kilidini açmak
to unlock a door Verb
kapı kolu
door handle Noun, Transport
kapı komşu
next door
kapı komşusu
next-door neighbour
kapı komşusu
family next door
kapı komşusu
next door
kapı kulbu
door handle
kapı levhası
door plate Noun
kapı mandalı
door latch
kapı mandalı
latch
kapı menteşesi
door hinge
kapı numarası
street number of a house
kapı numarası
house number
kapı önü sundurması
porch
kapı önü tentesi
marquee
kapı önünde basamak
to door-step Verb
kapı paneli
door panel Transport
kapı paspası
door mat Noun
kapı rayı
guide rail
kapı sürgüsü
gate fastener
kapı süvesi
gatepost
kapı tokmağı
turning knob
kapı tokmağı
door knob
kapı tokmağı
knocker
kapı topuzu
door knob
kapı üst girişi
head piece
kapı üstündeki açık yelpaze şeklinde pencere
fan light
kapı vb
accomodation works
kapı ya da pencerede tek cam
pane
kapı ya da pencerenin meyilli pervazı
embrasure
kapı yapmadan
point- blank
kapı yayı
door spring
kapı yeri
door- way
kapı zili
door bell
kapı zilini çalmak
to ring the door-bell Verb
kapı zinciri
door chain
(otel) kapı bekçisi
commissionnaire
(otomobil) gömme kapı kolu
inset handle
açık kapı bırakmak
to have a margin Verb
açık kapı bırakmak
to have the door open Verb
açık kapı piyasa işlemleri
open market operations Noun
açık kapı politikası
policy of the open door Noun
açık kapı politikası
open door policy Noun
açık kapı politikası
open-door policy Noun
açık kapı siyaseti
open-door policy
arabası ile bir kapı önünde durmak
to draw up Verb
aralarında kapı olan iki ya da daha çok oda
connecting rooms
arka kapı (US
joker
arka kapı kolu
rear-door handle Transport
bir bölgede kapı kapı dolaşarak oy veya sipariş toplamak
to canvass an area Verb
bir kitabın satışı için kapı kapı dolaşan kişi
book canvasser
bir şehirde kapı kapı dolaşarak oy veya sipariş toplamak
to canvass a town Verb
birini kapı dışarı etmek
to send someone packing Verb
birini kapı dışarı etmek
to turn someone out into the street Verb
birini kapı dışarı etmek
to cast off someone Verb
birinin eşyalarını kapı dışına koymak
to turn out sb's furniture Verb
çadırda kapı yerine geçen perde
fly
daha çok ithalata kapı açmak
to open door to more imports Verb
dinlemek kapı dinlemek
to eavesdrop Verb
dış kapı bekçisi
gate- keeper
dış kapı bekçisi
gate-keeper
duvara bir kapı açmak
to open a doorway up in a wall Verb
içeri girmeden kapı önünde kısa bir süre durmak
to pause at the door Verb
iki pencere ya da kapı arasındaki duvar
pier
kiracıyı kapı dışarı etmek
to unlodge Verb
ön kapı kolu
front-door handle Transport
parmak izi kalmasını önleyen kapı levhası
finger plate Noun
pencere veya kapı üstündeki sivri tepelik
gable
pencere ya da kapı kasasının üst sövesi
lintel
ruhsatsız kapı kapı satış yapmak
to peddle without a licence Verb
seçmenlerin kapı kapı dolaşarak oyunu almaya çalışmak
to canvass an electorate Verb
şehirde kapı kapı dolaşarak oy toplamak
to canvass in a town Verb
şehirde kapı kapı dolaşarak oy veya sipariş toplamak
to convass a town Verb
suiistimallere kapı açmak
to open the door to abuses Verb
suistimallere kapı açmak
to open the door to abuses Verb
yanlış kapı çalmak
to go to the wrong person or place Verb
yanlış kapı çalmak
to bark up the wrong tree Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir yere ... geçilen yer
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.