making

  1. Noun yapma, imal etme.
    breadmaking: ekmek yapma/pişirme.
    cheese making: peynir yapma.
    beermaking: bira yapma.
  2. Noun yapı, bünye, teşekkül(at).
  3. Noun başarı sebebi.
    be the making of: başarı sebebi … olmak.
    Discipline is the making of a soldier:
    Askeri asker yapan disiplindir.
  4. Noun
    makings: yetenek, kabiliyet, istidat, nitelik(ler).
    He has the makings of a first-rate officer/of
    a great artist.
    He has the makings of a man: Adam olacağa benziyor.
    He has in him the makings of a great man.
  5. Noun mamul madde.
  6. Noun üretilen/yapılan miktar.
    a making of butter.
karar organı Noun
karar mekanizması Noun
Süthane işletmeciliği ve peynir imalatı (NACE kodu: 10.51) Noun, Trades-Professions
barış yapma Noun, Politics-Intl. Relations
para kazanmaktan başka bir şey düşünmemek Verb
henüz üretim aşamasında olmak Verb
yarış için bahis ve iştiraklari kaydetme
at yarışlarında bahse girme
müşterek bahis
hükümet kurma
ince marangozluk işi yapma
karar alma
karar veren makam
sözlük yapma
çığır açma
kalpazanlık
sinemacılık
film yapma
yapım
yapımcılık
saraç mesleği
buzculuk
buz yapma
(a) yapılırken, imal edilirken, imalât esnasında.
It was spoilt in the making: Yapılırken bozulmuştu.
(b) (yapılmaya vb.) hazır, üretim safhasında, üretilmekte, gelişmekte.
alet yapmak Verb
alet yapma
anahtarcılık
dantel işleme/örme.
malzeme ve işçilik
para kazanma
film yapımı
çok yönlü karar verme (karar vermeden önce bir durumun tüm yönlerini inceleme yöntemi
model yapma
film yapımcısı
politika oluşturma
fiyat oluşturma
fiyat saptama
kâr getirme
ücret tarifesi saptama
kiremitçilik
fesatçı
yanlış bir muhasebe kaydı düşme
paldır küldür
bir menkul kıymet için fiyat teklifi veren bir borsa simsarının yaptığı iş
fiyat yapma
kâr yapma
matiz Maritime Traffic
kıyaslama
bir teklif yapma
imha etme
yok etme
gerçeğe aykırı bilirkişilik Noun, Law
bildirme
işar
yasama
istihfaf
bir vasiyetname düzenleme
hesap çıkarma
(US) Br çek yazma
bir listenin hazırlanması
bir hesabın mutabakatını yapma
temlik
devir ve ferağ etme
küçültme
sululuk
sayfa mizanpajı
bilanço yapma
liste yapma
envanter yapma
ikinci likidasyon günü
repor işleminin yapıldığı gün
(Br) primleri açıklama günü
borsada tasfiye günü için kullanılan başka bir terim
ödünleme
aylık raporları hazırlama
trenleri bağlama
(Br) borsada ödenmemiş olan hisse senetlerinin son hesap gününden bir sonraki hesap gününe devredilirken saptanan fiyatı
mizan yapma
bütçe yapma
kasa yapma
kasa hesabı kapanması
vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında
vasiyetnamenin düzenlenmesi esnasında
vasiyetnameyi hazırlarken
vasiyetname düzenlemeye ehil olmak Verb
vasiyetname düzenlemeye ehil olmamak Verb
özür kabilinden
özür dileme
hesap cetveli hesabı çıkarmak Verb
geçimini sağlayabilecek yetenekte
bisiklet üretmeyi bırakmak Verb
kendini tavsiyede bulunmakla sınırlandırmak Verb
karar veren yetkilililer
karar veren yetkililer Noun
karar makamı (bir şirketin satın almalar konusunda karar alan birimi
karar vermeyi ertelemek Verb
ödeme de gecikmek Verb
para kazanmak için bir tasarı yapmak Verb
vasiyetname bırakmadan ölmek Verb
vasiyetname ehliyeti olmama
birini vasiyetname yapmakta ehliyetsiz kılmak Verb
sübvansiyon muamelesi
iki yakayı bir araya getirmede güçlükle karşılaşmak Verb
para kazanmak için bir yol bulmak Verb
vasiyetname düzenlemeye ehil olmama
vasiyetname düzenlemeye ehil değil
vasiyetname düzenlemeye ehliyeti olmama
tadını ağız nda bırakmak Verb
şikâyet sahibi
politik danışman grubu
(US) yönetici mevkideki memur
fiyat saptama işleri Noun
fiyat saptama işlevi
kâr amacı güden dernek
çelik üretim kapasitesi
savaş yapma potansiyeli
herhangi bir yorumda bulunmadan
yanlışsız yazmak Verb