marry

  1. Verb evlenmek, izdivaç yapmak.
    Will you marry me? Benimle evlenir misin?
    They've been married:
    Evlendiler.
    marry beneath one: dengi olmayanla evlenmek.
    marry into a family: iç güveysi girmek.
    marry money: zengin bir kimse ile evlenmek.
  2. Verb nikâh kıymak.
    The minister married them.
  3. Verb
    marry off: evermek, evlendirmek, (kocaya) vermek.
    They married their daughter off to a young engineer.
  4. Verb birleş(tir)mek, imtizaç et(tir)mek.
  5. Verb, Maritime Traffic (a) (halatın eklenecek uçlarını) yanyana koymak, (b) iki halatı birleştirip tek halat gibi kullanmak,
    (c) iki halatı birbirine eklemek.
  6. Exclamation ya! acayip! Aman Allahım! Allah Allah! (Meryem Anaya izafeten Mary'nin değişik şekli).
evlenme Noun, Civil Law
sosyal düzeyi daha aşağı olan biriyle evlenmek Verb
ailesinin bilgisi olmadan evlenmek Verb
ana-babasının haberi olmadan evlenmek Verb
ana-babanın haberi olmadan evlenmek Verb
kocaya varmak Verb
evlenebilme ehliyeti
evlenme niyeti
zengin birine varmak Verb
zengin evlilik yapmak Verb
almak Verb
yeniden evlenmek Verb
(kilisede değil) nikâh dairesinde (dini törensiz) evlenmek Verb
vekil vasıtasıyla evlenmek Verb
soylu biriyle evlenmek Verb
işiyle evlenmek Verb
içgüveysi olarak bir aileye girmek Verb
para için evlenmek Verb
para ile evlenmek Verb
evlendirmek Verb
başgöz etmek Verb
nikâhlanmak Verb
nikâhlamak Verb
kocaya vermek Verb