nod

  1. (selam/kabul/doğrulama anlamında) başı öne eğme(k), baş sallama(k), başı ile tasdik (etmek)/selam (vermek).

    I asked him if the baby was asleep and he nodded. He nodded as if to say yes. The President nodded and everyone sat down around the table.
  2. (uyuklarken) başı öne düşme(k), uyuklama(k), küngürdeme(k), şekerleme kestirme(k).
    I nodded off in
    the meeting and didn't hear what was said.
  3. dikkatsiz davranmak, dikkatsizlik yüzünden yanlış yapmak.
    Even the teacher nods now and then.
  4. (ağaç, çiçek vb.) yere eğilme(k), sallanma(k).
    Trees nod in the wind.
  5. başı ile işaret etme(k), baş hareketi ile davet etme(k)/yol gösterme(k).
    to nod someone into the room.
kabul ettiğini baş hareketiyle ifade etmek Verb
başıyla tasdik etmek Verb
sallamak Verb
evet der gibi baş sallamak Verb
(a) onayını/muvafakatini almak, razı etmek, kabul ettirmek, (b) seçilmek.
başıyla işaret etmek Verb
(a) onaylamak, muvafakat etmek, (b) seçmek.
uyku ülkesi. Noun
-
k.d. (a) veresiye, (b) alelacele razı olarak.
baş sallamak Verb
uyuklamak Verb
  1. Noun, Anatomy node
lymph node Noun, Anatomy
lymph gland Noun, Anatomy
lymphatic node Noun, Anatomy
lymphatic gland Noun, Anatomy