Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
pip
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Noun
(zar/domino üzerindeki) nokta.
Noun
(ananas üzerindeki) kabarcık, dilim.
Noun
(bitki ve çiçeklerde) kök, tincik, soğancık.
Noun
kurbağacık: kümes hayvanlarında görülen dilaltı hastalığı.
Noun
(şaka olarak) hastalık, önemsiz/bilinmeyen hastalık.
Noun
(elma, armut, portakal gibi etli meyvelerde) çekirdek.
Noun
olağanüstü/fevkalâde/harikulâde şey/kimse.
Noun, Electronics
benek, bir cismin yansıttığı dalganın radar ekranında hasıl ettiği ışık lekesi.
Noun
bir salkım çiçeğin tomurcuklarından herbiri.
Noun
(teğmenlere/yüzbaşılara takılan) yıldız (rütbe işareti).
Noun
kısa ve tiz ses.
Noun
can sıkıntısı, usanç.
give someone the pip
: birinin canını sıkmak, usandırmak, keyfini kaçırmak.
have/get the pip
: canı sıkılmak, usanmak, bıkmak.
Verb
cıvıldamak, civciv gibi “cik, cik” diye ses çıkarmak.
Verb
(yumurtadan çıkmak için kabuğunu delmek.
Verb
(kabuğunu delip) yumurtadan çıkmak.
The chick pipped.
Verb
yenmek.
be pipped at the post
: (yarışmada vb.) son anda yenilmek.
Verb
(sınavda) başaramamak, kalmak,
argo
çakmak.
He pipped his examination.
Verb
(meyvenin) çekirdeklerini çıkarmak.
Verb
(kurşun) sıyırtmak, hafifçe değip geçmek.
Verb
vurmak, öldürmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
put someone's pip out
birisinin ocağını söndürmek/teşebbüsünü akamete uğratmak.
give someone the pip
sinirine dokunmak
Verb
pip out
ölmek, son nefesini vermek.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.