yan sınırlama
Noun, Competition Law
hacir altına alınmak
Verb
her türlü kısıtlamadan kopmak
Verb
yedeklerini yatırım ve şirketi büyütmek amacıyla biriktirmek isteyen bir şirketin temettü ödemelerindeki
artışı asgaride tutma politikası
Noun
(Br) temettü kaydından muaf
(US) ticaret özgürlüğünü kötü niyetli bir şekilde sınırlama
sıkı vergi politikası
Noun
her türlü kısıtlamayı bir tarafa bırakmak
Verb
koltuk kafalığı
Transport
yasadışı alıkoyma
Noun, Criminal Law
hareketten men etme kararı
hareketten menetme kararı
Noun, Law
para kısma politikası
Noun
birini hacir altına almak
Verb
ılımlı fiyat politikası
Noun
hükümetçe iletişim medyasında meydana getirilen kısıtlama
yayın öncesi yasak
Noun, Law
birini kanunsuz olarak gözetim altına almak
Verb
çelik ihracatı kısıtlaması
içinden geldiği gibi hareket etme
yasadışı alıkoyma
Noun, Criminal Law
dikey sınırlama
Noun, Competition Law
dikey kısıtlama
Noun, Competition Law
akıl hastasının zarar vermeyecek duruma getirilmesi
(deniz sigortası) ambargo
üretim ve satışını sınırlamak ve düzenlemek
Verb
fiyatını kontrol altına almak
Verb
bir malın imal veya ticaretini tekel altına almak
Verb
evlenmeyi kısıtlayan koşullar
Noun
rekabet klozu (rekabeti kısıtlayan kloz
genel ticari rekabet yasağı
agresif olmayan satış politikası
Noun
birinin faaliyetlerini kısıtlamak
Verb
mesleki ya da coğrafi bakımdan rekabetin yasaklanması
(US) mantıksız ticaret kısıtlaması