satisfaction

  1. Noun tatmin, doyum, haz, zevk, hoşnutluk, memnunluk, memnuniyet.
    take satisfaction: zevk almak, memnuniyet/haz
    duymak.
    He took great satisfaction from playing the piano.
  2. Noun hoşa giden/zevk ve memnuniyet veren şey.
    Playing the piano was one of his greatest satisfactions.
  3. Noun memnun/hoşnut/tatmin etme.
    to someone's satisfaction: birisini memnun/tatmin edecek tarzda.
    Every
    detail was worked out to everyone's satisfaction: Bütün ayrıntılar herkesi memnun edecek şekilde hazırlanmıştı.
  4. Noun kanaat, ikna.
    It's been proved to my satisfaction (=I am certain) that you're telling the truth:
    Sözlerinin doğruluğuna kanaat getirdim.
  5. Noun tazmin, tamir, telâfi, onarma.
  6. Noun tarziye.
    Sir, you're lying about me, I demand satisfaction: Efendi, bana iftira ediyorsun, tarziye vermelisin.
  7. Noun (borç) ödeme, tediye, tazmin, tasfiye.
    make full satisfaction to someone: birinin zararını tamamen
    tazmin/telâfi etmek, ödemek.
  8. Noun tövbe, istiğfar, pişmanlık, kefaret.
işinden tam memnunluk duymak Verb
bir davayı istediği şekilde sonuçlandırmak Verb
mahkeme dışı uzlaşma (tarafların bir sözleşme üzerinde vardığı uzlaşma ; taraflardan biri belirlenen
miktarı ödedikten sonra sözleşmedeki yükümlülükle
bir tarafın karşı tarafı sözleşme yükümlülüklerinden ibra etmesi
müşteri memnuniyeti Noun, Management
tazminat istemek Verb
ipoteği fek etmek Verb
ipoteği fekketmek Verb
ipotek borcunun ödendiğine dair kayıt
ipotek borcunun ödendiğine dair kayıt ydı
memnuniyet göstermek Verb
(a) birini memnun/hoşnut etmek, sevindirmek; (b) birine tarziye vermek.
misafir memnuniyeti Verb, Tourism
iş tatmini
(US) çalıştığı işten memnun olma
çalıştığı işten memnun olma
(US) işinden zevk alma
işinden memnun olma
adil tatmin, adil tazmin Noun, Rights-Freedoms
adil tazminat Noun, Law
tatminsizlik
(Br) şirketin ipoteğin kaldırılmasını tescil dairesine bildirdiği belge
para tazminatı
hissedarların muvafakati
paydaş memnuniyeti Noun, Management
bir talebin yerine getirilmesi
bir koşulun yerine getirilmesi
bir anlaşmanın ifası Noun
alacaklılara olan borçların ödenmesi
borçların ödenmesi
mahkemece hükmolunan paranın masraflar ile birlikte ödenmesi
ipoteğin borcunun ödenmesi
(US) ipoteğin fekki
müşteri memnuniyeti anketi Noun, Management
tatmin edilmiş müşteri sayısını ve satışları artırmak amacıyla uygulanan satış stratejisi
mahkemeyi tatmin edecek şekilde ispatlamak Verb