secure

English-Turkish Translation

  1. Adjective emin, korkusuz.
  2. Adjective sağlam, güvenilir.
    The building was secure , even in an earthquake.
  3. Adjective emniyetli, muhafazalı, tehlikeden uzak.
    He needed a secure hideout.
  4. Adjective emniyet/güvence altında.
    Here in the vault the necklace was secure .
  5. Adjective kaygısız, endişesiz.
    emotionally secure.
  6. Adjective emin, şüphesiz, kesin, muhakkak.
    to be secure of victory. He was secure in his religious belief.
  7. Adjective kendine fazla güvenen.
  8. Verb elde etmek, temin etmek, sağlamak.
    to secure materials. to secure a high government position.
  9. Verb korumak, tehlikeden masun kılmak, muhafaza etmek, güvenliğini sağlamak.
    The sandbags secured the town during the flood.
  10. Verb güvence/teminat altına almak.
    The novel secured his reputation.
  11. Verb sıkıca/sağlam kazığa bağlamak, sağlamlaştırmak.
    to secure a rope.
  12. Verb kefalet vermek, kefil olmak.
  13. Verb kilitlemek, iyice kapamak.
    Did you secure the doors and windows?
  14. Verb takviye/tahkim etmek.
    The regiment secured its position while awaiting the enemy attack.
  15. Verb yakalamak, bulmak, ele geçirmek.
    No one is safe until the murderer is secured.
  16. Verb sımsıkı bağlamak.
    secure the prisoner so that he won't escape again.
  17. Verb, Maritime Traffic sefere hazırlanmak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

feel secure about one's future
geleceğinden emin olmak Verb
secure an office through one's pull
birinin pistonu ile bir mevkie geçmek Verb
secure a better share of the market
piyasanın daha büyük bir payını ele geçirmek Verb
secure a business
iyi bir iş ayarlamak Verb
secure a contract
bir sözleşme ayarlamak Verb
secure a debt by mortgage
ipotekle bir borcu teminat altına almak Verb
secure a debt by mortgage
bir borcu ipotekle teminat altına almak Verb
secure a good appointment
iyi bir iş bulmak Verb
secure a good seat for sb
birine iyi bir yer ayırmak Verb
secure a majority
çoğunluk elde etmek Verb
secure a majority of votes
oyların çoğunluğunu sağlamak Verb
secure a purchase
iyi iş yapmak Verb
secure a room in a hotel
otelde bir oda ayarlamak Verb
secure a room in a hotel
otel de bir oda ayırtmak Verb
secure a room in a hotel
otelde bir oda ayırtmak Verb
secure a seat
bir yer ayırtmak Verb
secure acceptance
akseptansı temin etmek Verb
secure against a loss
zarara karşı teminat vermek Verb
secure an agency
kendine bir temsilcilik ayarlamak Verb
secure an agreement
bir anlaşma ayarlamak Verb
secure an order
bir sipariş almak Verb
secure an order
sipariş almak Verb
secure by warrant
ambar senediyle teminat altına almak Verb
secure credit
kredi sağlamak Verb
secure creditor
bir alacaklıya teminat vermek Verb
secure discipline in a place
zapturapt altına almak Verb
secure existence
emin hayat
secure foundation
emin temel
secure independence
bağımsızlık elde etmek Verb
secure information
bilgi temin etmek Verb
secure interests
ortaklık almak Verb
secure investment
güvenli yatırım
secure law and order in
zapturapt altına almak Verb
secure office
iktidara gelmek Verb
secure oneself against losses
zarar ziyana karşı kendini teminat altına almak Verb
secure order in a place
zapturapt altına almak Verb
secure payment
ödemeyi sağlamak Verb
secure pimss
kâr sağlamak Verb
secure possession
zilyedine geçirmek Verb
secure profits
kâr sağlamak Verb
secure refinancing
refinansman sağlamak Verb
secure sb's services
birinin hizmet etmesini sağlamak Verb
secure something (with a metal band) to brace
kuşaklamak Verb
secure the assent
muvafakatini elde etmek Verb
secure the assent of two thirds of the senate
senatonun üçte ikisinin muvafakatini sağlamak Verb
secure the best value
en yüksek fiyatı elde etmek Verb
secure the majority of votes cast
atılan oyların çoğunluğunu elde etmek Verb
secure to get
sağlamak Verb
secure valuables
değerli şeyleri emniyet altına almak Verb
cover and secure the hatches
lombarları sımsıkı kapamak Verb
establish oneself in a secure position
sağlam bir işe yerleşmek Verb
feel secure about sb's future
geleceğinden emin olmak Verb
permanently secure area
kalıcı güvenlikli bölge Noun, Military
English-Turkish phrases from Zargan's own database