tedbir

Turkish-English Translation

  1. Noun, Competition Law remedy
  2. Noun measure
  3. policy
  4. Noun action
  5. arrangement
  6. move
  7. shift
  8. Noun discretion
  9. Noun caution
  10. cure
  11. Noun precaution
  12. counsel
  13. tack
  14. foresight
  15. contrivance
  16. forethought
  17. watchfulness
  18. cargo lien
  19. plan
  20. care
  21. step
  22. manoeuvre manoeuver
  23. Noun precautionary measure
  24. maneuver
  25. Noun, Law preliminary injunction
  26. Noun, Law temporary injunction
  27. sparingness
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

devlet tedbiri
governmental action
hükümet tedbiri
government action
misilleme tedbiri
retaliatory measure
önleyici tedbirler
preventive measures Noun
patent tedbiri
patent device
tedbirsiz
imprudent Adjective
tedbirsizlik
imprudence Noun
yatırım teşvik tedbiri
investment incentive
(geçici) ihtiyati tedbir
provisional injunction
(işçi , işveren anlaşmazlığı) global ihtiyati tedbir
blanket injunction
,,,,,,,,, tedbir
temporary injunction
acil alınan tedbir
rash step
aşırı tedbir
overcaution
bir sanığı itirafa zorlamak için başvurulan cebri tedbir
third degree
cezalandırıcı tedbir
punitive measure
cezri tedbir
incisive measure
düzeltici tedbir
corrective action
elzem tedbir
imperative
geçici ihtiyati tedbir
temporary injunction
gelecek için tedbir
provision for the future
ihtiyati tedbir
provisional injunction Noun, Law
ihtiyati tedbir
injunction Noun
ihtiyati tedbir
temporary injunction Noun, Law
ihtiyati tedbir
interim injunction Noun, Law
ihtiyati tedbir
preliminary injunction Noun, Law
inzibati tedbir
disciplinary action
inzibati tedbir
policing measure Noun, Public Administration
ıslah edici tedbir
corrective action
kanuni tedbir
statute measure
karşı tedbir
counter measure
kısıtlayıcı tedbir
restrictive measure
kurtaranların kurtardıkları şeyler üzerindeki tedbir
salvage lien
olası zararlara karşı tedbir
hedge
önleyici ihtiyati tedbir
preventive injunction
önleyici tedbir
preventer
önleyici tedbir
preventive measure Noun
politik tedbir
political action
sert tedbir
harsh measure Noun
telafi edici tedbir
compensatory measure
yapısal tedbir
structural remedy Noun, Competition Law
yarı tedbir
half measure
zecri tedbir
stringent measure
zecri tedbir
coercive measures
zecri tedbir
measure of coercion
tedbir almak
to take measures Verb
tedbir almak
to take preventive measures Verb
tedbir almak
to manoeuvre manoeuver Verb
tedbir almak
to be prudent Verb
tedbir kararı
temporary injunction Noun, Law
tedbir kararı
interim measure Law
tedbir kararı
injunction Noun, Law
tedbir kararı
preliminary injunction Noun, Law
tedbir kararıyla yasaklanabilecek
enjoinable Adjective, Law
tedbir mahiyetinde tutuklama
preliminary custody
tedbir nafakası
alimony pendente lite (APL) Noun, Law
tedbir nafakası
alimony pendente lite Noun
tedbir nafakası
temporary alimony Noun, Law
tedbir talebi
bill quia timet
...' karşı tedbir almak
to make provision for ... Verb
acil tedbir alınmasını istemek
to call for prompt action Verb
bir ara tedbir olarak
as an interim measure
bir kömür kıtlığına karşı tedbir almak
to provide against a coal shortage Verb
bir şeye karşı tedbir almak
to take caution against Verb
bir tedbir kararını kuruldan geçirmek
to pass a measure through a committee Verb
bir tehlikeye karşı tedbir almak
to provide against a danger Verb
biri aleyhinde mahkeme marifetiyle ihtiyati tedbir kararı almak
to impose a judicial injunction upon sb Verb
bu tedbir işsizliği daha bir açığa çıkardı
this measure accentuate d the unemployment
geçici tedbir kararı
interim measure Noun, Competition Law
ihtiyati tedbir alınması için başvuruda bulunmak
to file an application for an injunction Verb
ihtiyati tedbir davası
injunctive suit Noun
ihtiyati tedbir davası
injunctive process Noun
ihtiyati tedbir için mahkemeye başvurmak
to sue for an injunction Verb
ihtiyati tedbir için tespit davası ikame etmek
to issue a show cause order Verb
ihtiyati tedbir kararı
temporary injunction Noun, Law
ihtiyati tedbir kararı
provisional injunction Noun, Law
ihtiyati tedbir kararı
preliminary injunction Noun, Law
ihtiyati tedbir kararı vermek
to grant an injunction Verb
ihtiyati tedbir kararı vermek
to award an injunction Verb
ihtiyati tedbir olarak tutuklanan kişi
prisoner on remand
ihtiyatî tedbir talebi
motion for preliminary injunction Noun, Law
ihtiyati tedbir talep etme yetkisi
injunctive power
ihtiyati tedbir talep etmek
to seek an injunction Verb
kanuni tedbir almak
to put through a measure of legislation Verb
kazalara karşı önleyici tedbir almak
to provide against accidents Verb
mahkemede karşı taraf olmadan verilen ihtiyati tedbir kararı
ex parte injunction
olası zamlara karşı telafi etmek için tedbir almak
to hedge Verb
önleyici tedbir mâni
preventer
peşin tedbir olarak
by way of preliminary
sanığı ihtiyati tedbir olarak tutuklamak
to remand the prisoner in custody Verb
üzerinde tedbir alınan para
managed currency
vaktinde tedbir alma
providence
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir şeyi önlemek veya olmasını sağlamak ... baş vurulan çâre, önlem
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.