window

  1. Noun, Advertising camekan
  2. pencere (takmak).
    the front window . a car window .
  3. pencere camı veya çerçevesi.
    to break a window .
  4. (a)
    shop window = show window ile ayni anlama gelir. vitrin, gişe, (b) pencereye benzer boşluk.
parasını pencereden savurmak Verb
kafayı pencereden dışarı çıkarmak Verb
başını pencereden dışarı çıkarmak Verb
vitrinde sergilenen mallar Noun
vitrinde sergilenen mallar Noun
tenteli pencere.
cumba. Noun
şişko/iri göbek. Noun
(a) cumbalı pencere, (b)
argo göbek.
dormer window: tavanarası penceresi.
ticket window: bilet gişesi.
kör pencere: pencere hissi veren duvar süsü. Noun
pencereyi örmek Verb
kavisli pencere, cumba. Noun
pencereyi kırmak Verb
otomobil penceresi
casement ile ayni anlama gelir. pancurlu/kanatlı pencere.
(US) bir çalışanın bir şirketin hizmetinde harcamaya hazır olduğu zaman süresi
köşe pencere
pencereyi aralamak Verb
perdeli pencere
sağır pencere
demografik fırsat penceresi Noun, Demography
malları vitrinde sergilemek Verb
malları vitrinde teşhir etmek Verb
vitrinde teşhir
vitrin de teşhir etmek Verb
vitrin de sergilemek Verb
belge penceresi Information Technology
dormer ile ayni anlama gelir. çatı penceresi, çatı katının çıkık penceresi.
çift camlı pencere
çift camlı pencere Noun, Construction
vitrin yapmak Verb
bir vitrini süslemek Verb
vitrin düzenlemek Verb
elektrikli cam Noun, Transport
vitrinde mal sergilemek Verb
malları dükkân vitrininde teşhir etmek Verb
fanlight Noun
asma kat penceresi
uzun pencere: tabana kadar uzanan iki kanatlı pencere.
üçgen/sivri tepelikli pencere.
tavanarası penceresi
tamamıyla kaybolmuş olmak Verb
rezistanslı arka pencere
rezistanslı arka cam Noun, Transport
bir şirket
açıkca satışa sunulmuş herhangi bir şey
potansiyel satın alıcıların kendilerini tanıtmalarını sağlamak için borsada kote edilmiş tali bir şirketin varlığını duyurabilir
vitrinde
bilgi gişesi
lancet ile ayni anlama gelir. sivri kavisli dar pencere, mızrak başı biçiminde pencere.
geç likidite penceresi Noun, Banking
sarkmak Verb
yük bileti alınan gişe
kırık bir pencereyi onarmak Verb
kırık bir pencereyi tamir etmek Verb
orta kulağın iç duvarındaki oval delik.
paket postası gişesi
manzara seyredilen geniş pencere.
açılır pencere Noun
otomatik açılıp kapanan araba penceresi
elektrikli cam Transport
bütün bilgisini sergilemek Verb
Arka Pencere Proper Name, Cinema
bagaj kayıt gişesi
gülbezek, gül/tekerlek şeklinde pencere. Noun
sürme pencere.
sivrisineklere karşı telli pencere
vitrin
camekân
vitrin, camekân.
sürme pencere
pencere önünde dikilmek Verb
(US) vitrin
(pencerede) dış kepenk. Noun
pencere açmak.
bilet gişesi
(US) bilet gişesi
renkli cam Noun, Transport
pencereden dışarı bir göz atış
buğulu bir pencere üzerine çizilen çizgiler
opsiyon kullanma dönemi Noun, Management
vasistas
bir vitrini süslemek Verb
yuvarlak pencere. Noun
vitrin reklamcılığı
pencere demiri
güneşlik.
(pencereye konulan) çiçeklik.
(US) posta memuru
pencere açma kolu
vitrin süsleme
vitrin dekoratörü
vitrin sergisi
vitrin sergileme
vitrin dekorasyonu
vitrin teşhir malzemesi
vitrin süsleri Noun
vitrinci, vitrinleri düzenleyip süsleyen kimse.
(a) vitrin düzenleme/ süsleme, (b) gösteriş, göz boyama.
pencereli zarf
adres pencereli zarf
pencere çerçevesi.
pencere camı
pencere kirişi
pencere pervazı
cam kaldırma kolu
otomobil dış arka aynası Noun
pencere sürgüsü, pencere kapağı/kanadı, pencere kasası.
pencere kafesi
(a) pencere içinde/yanında oturulacak yer, (b) (tren/vapur vb.de) pencere yanındaki koltuk.
Please
reserve a window seat for me.
perde.
gölgelik, pancur.
vitrin gezici
satın alma niyeti ya da eğilimi olmadan mağazaları dolaşma
pencere kepengi
pencere eşiği.
damlalık
cama yapıştırılan etiket
çıkartma
cama yapıştırılan reklam etiketi
vitrin süsleme
dünyanın penceresi olmak Verb
vitrinlere bakmaya çıkmak Verb
arka cam ısıtıcı bağlantı teli Noun, Transport
çok veren maldan az veren candan