yaslı

Turkish-English Translation

  1. Adjective mournful
  2. funereal
  3. disconsolate
  4. mournful
  5. sb who is mourning
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

yaslı kimse
mourner
(erkek) yaşlı kadın gibi
old womanish
(US , Kanada) yaşlı kimse
senior citizen
açık sözlü yaşlı politikacı
curmudgeon
başlıca ve özellikle yaşlı kişiler için oturma alanı
retirement community
bir grubun en yaşlı ve kıdemli üyesi
doyen
bu giysi seni yaşlı göstermek iyor
this dress ages you
çok yaşlı bir kişi
methuselah
dokuz yaşlı adam (ABD Yüksek Mahkemesi'nin dokuz yargıcı
nine old men
dünya kadar yaşlı
who- old
dünya kadar yaşlı
world-old
en yaşlı olması nedeniyle başkan olan kişi
chairman by seniority
Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Directorate General of Services for Persons with Disabilities and The Elderly Noun, Organizations
epey yaşlı
well advanced in years
eski kafalı yaşlı adam
buffer
evde yaşlı bir kişi ya da hastaya bakan
carer
gözleri yaşlı
tearful
gözü yaşlı
lachrymose Adjective
hali vakti yerinde yaşlı kişi
woopie
huysuz ve yaşlı kadın
harridan
kendilerine saygı duyulan partinin yaşlı üyeleri
party elders Noun
ne genç ne de yaşlı
entre deux ages
oldukça yaşlı
elderly
örgütün yaşlı ve tutucu üyeleri
old gang Noun
orta yaşlı
(Fr.) entre deux ages
orta yaşlı
middle aged
orta yaşlı
middle-aged
orta yaşlı ya da yaşlı
no chicken
orta yaşlı zengin kişi
glam
Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Directorate General of Services for the Elderly and Disabled Noun, Organizations
yaşlı
aged
yaşlı
geriatric
yaşlı
grey
yaşlı
old
yaşlı
advanced in years
yaşlı
gray
yaşlı
long in the tooth
yaşlı
over the hill
yaşlı
passé
yaşlı
père
yaşlı
senile
yaşlı
antiquated
yaşlı
dewy
yaşlı
olden
yaşlı
old-timer
yaşlı adam
grand dad
yaşlı adam
gaffer
yaşlı ana babadan olan çocuk
tetnit
yaşlı bakım merkezi
nursing home Noun, Geriatrics
yaşlı bakım merkezi
care home Noun, Geriatrics
yaşlı bakım merkezi
rest home Noun, Geriatrics
yaşlı bakım merkezi
old people's home Noun, Geriatrics
yaşlı bunak
geezer
yaşlı ev hayvanı
senior pet Noun
yaşlı gözler
eyes filled with tears Noun
yaşlı kimse
oldster
yaşlı kişi
crock
yaşlı kız
old maid
yaşlı ve çirkin kadın
bag
yaşlı ve güçsüz
doddering
yaşlı ve saygıya layık kişi
patriarch
yönetim kurulunun en yaşlı üyesi
senior director
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yas tutan, ... içinde olan
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

yaşlı
Yaşla dolmuş
yaşlı
Yaşı ilerlemiş