1. İsim, Botanik kabuk
  2. havlama.
    to give a bark: havlamak.
  3. (tilki vb. hayvanların çıkardığı) köpek havlamasına benzer ses.
  4. patlama, kısa patlama sesi.
    The bark of his revolver: tabancasının patlaması.
  5. bağırma, ânî/sert emir.
    The foreman's bark sent the idlers back to their machines: Ustabaşının
    bağırması üzerine aylâk gezen işçiler makinelerinin başına döndüler.
    His bark is worse than his bite: Sen onun bağırıp çağırmasına bakma/tehditleri kuru sıkıdır/Ne varsa dilindedir.
  6. öksürük.
  7. havlamak.
    His dog always barks at the strangers.
  8. patlamak, havlamaya benzer kısa-kesik sesler çıkarmak.
    The big guns barked.
  9. bağırmak.
    A man was barking at his children.
  10. (bir eğlence yerinin kapısında) çığırtkanlık etmek.
  11. öksürmek.
  12. bağıra bağıra konuşmak/emirler vermek.
    He was barking orders at his subordinates.
  13. Botanik kabuk, ağaç kabuğu.
  14. sepi kabuğu: sepilemede kullanılan kabuk.
    Peruvian bark: kınakına.
  15. (ağacın) kabuğunu soymak.
    to bark a tree.
  16. sepilemek.
  17. derisini/kabuğunu ovup çıkarmak, derisi soyulmak.
    bark one's shin: incik kemiği sıyrılmak.
  18. İsim üç (veya daha fazla) direkli yelkenli gemi, barka.
  19. İsim (şiirde) gemi, sandal.
    barque şeklinde de yazılır.
kanila: Antil Adalarında yetişen bir ağacın
(Canella winterana) baharat olarak kullanılan tarçına
benzer sarı-turuncu renkli kabuğu.
İsim
cascarilla ile ayni anlama gelir. amber kabuğu: amber ağacının acı ve kokulu kabuğu. Tonik (kuvvet
verici) olarak kullanılır.
cassia ile ayni anlama gelir. sinameki.
cinchona (2).
kabuklanmak Fiil
kınakına kabuğu.
soapbark (2).
bu ağacın kabuğu: yerliler zehir olarak kullanırlar.
kabuksuz
boşuna nefes tüketmek, akıntıya kürek çekmek.
Telling him that he's misinformed is just barking at
the moon: Ona yanlış haber verildiğini söylemek boşuna nefes tüketmekten başka bir şey değildir.
kabuk böceği
(Scolytidae) : ağaç kabuklarının altında yuva kuran bir tür böcek.
yanlış kapı çalmak, nafile uğraşmak, boşuna ümitlenmek, avucunu yalamak.
If she expects me to get
her a job, she's barking up the wrong tree: Kendine iş bulacağımı umuyorsa, avucunu yalasın (boşuna ümitlenmesin).
cinchona ile ayni anlama gelir. kınakına ağacı kabuğu. Hekimlikte kullanılır.
family man

Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

  1. Ev, mesken, ... sözünde geçer