1. heyecanlan(dır)mak, coş(tur)mak, kendinden geç(ir)mek, büyülemek, meftun etmek.
    to get carried away
    by sth: (öfkeden/heyecandan) kendini tutamamak, (iş) çığırından çıkmak, tepesi atmak, kan beynine çıkmak.
    I got carried away: Tepem attı/kendimi tutamadım.
    Don't get carried away: Kendine gel! İtidalini kaybetme! Sakin ol!
birinci ödülü almak Fiil