1. Sıfat yetenekli, yeterli, işinin ehli, kabiliyetli.
  2. Sıfat yetkili, salâhiyetli, muktedir, kadir.
    competent authorities: yetkili makamlar.
    The court is
    not competent to deal with your case: Mahkeme, senin davana bakmaya yetkili değildir.
  3. Sıfat yeter, kâfi.
  4. Sıfat ustalıklı, becerikli, mahir(ane).
    He did a competent job.
yetkili merciler İsim, Hukuk
münhasır yetki İsim, Uluslararası Hukuk
cezai ehliyeti haiz olmak Fiil
kendini ehliyetli addetmek Fiil
kendini yetkili saymak Fiil
kendinin ehliyetli bulunduğunu beyan etmek Fiil
kanunen medeni hakları kullanma ehliyetini haiz
ayırt etme gücüne sahip Sıfat, Hukuk
akıl sağlığı yerinde İsim, Hukuk
mümeyyiz İsim, Hukuk
temyiz kudretine sahip İsim, Hukuk
temyiz gücüne sahip İsim, Hukuk
aklı başında İsim, Hukuk
yetkili idari merci İsim, Kamu Yönetimi
yetkili makamlar İsim
üye devletlerdeki yetkili makamlar İsim
salahiyetli makam
yetkili makam İsim, Hukuk
yetkili merci İsim, Kamu Yönetimi
yetkili organ, yetkili birim
yetkili mahkeme
görevli mahkeme İsim, Hukuk
yetkili şube
kabul edilebilecek delil
yeterli delil
kifayetli delil
yetkili hâkim
yetkili adli makam İsim, Hukuk
yetkili yargı makamları İsim, Hukuk
mahkemenin yetkisi İsim
yetkili büro
yetkili daire
ehliyetli taraflar İsim
yetkili taraflar İsim
ehlivukuf
bilirkişi
ehliyetli şahıs
yetkili şahıs
deneyimli sekreter
yetenekli öğretmen
sözleşme akdetmeye ehliyetli
tasarruf etmeye yetkili
vasiyet yoluyla tasarrufta bulunmaya yetkili
tanıklık etmeye ehliyetli tanık
tevarüs etmeye yetkili
tevarüs etmeye ehil
karar almaya yetkili
(vasiyetnamede) tanıklık etmeye ehil şahıs
belli bir olayın ait olduğu mahkeme
'de yetkili değil