1. Sıfat, Tekstil Sanayii mat
  2. Sıfat alık, salak, aptal, budala, mankafa, kalın-kafalı, gabi, kafası işlemez.
    He couldn't teach such dull
    children. a dull answer. a dull mind.
  3. Sıfat anlayışsız, duygusuz, hissiz, ruhsuz, vurdumduymaz.
  4. Sıfat yaygın, dağınık: keskin ve şiddetli olmayan.
    a dull pain.
  5. Sıfat yavaş, ağır, bâti, tembel (tabiatli), uyuşuk.
    The old man's hearing has become dull, and you must
    speak clearly to him. If you go to bed late you will feel too dull to work the next morning.
  6. Sıfat ilgisiz, kayıtsız, bigâne, dikkatsiz.
  7. Sıfat sıkıcı, kasvetli.
    a dull book/speech.
  8. Sıfat kör, kesmez, keskin olmayan.
    a dull kinfe.
  9. Sıfat (renk) donuk, mat: canlı ve parlak olmayan.
    a dress of dull color. dull eyes.
  10. Sıfat sönük, donuk, bulanık, kapalı, bulutlu, kasvetli, (ses) hafif, yavaş, boğuk.
    a dull day. a dull sound.
    a dull knocking sound in the house.
  11. Sıfat durgun, hareketsiz, kesat.
    Business is dull these days: Bugünlerde ticaret durgun/işler kesat.
  12. Sıfat donuklaş(tır)mak.
  13. Sıfat sersemle(t)mek.
  14. Sıfat körletmek, körlenmek.
  15. Sıfat yatıştırmak, hafifletmek.
    Give me something to dull the pain.
  16. Sıfat duyarlığı azaltmak.
kirli
donuklaşmak Fiil
matlaşmak Fiil
cansıkıcı, usanç verici.
ruhsuz ve sıkıcı
cansıkıcı, usanç verici.
durgun piyasa
durgun borsa işleri İsim
durgun iş
hareketsiz borsa
durgun piyasa
cansız
tatsız iş
parlak olmayan gelecek
durgun satış
gevşek satışlar İsim
hareketsiz borsa
ihtiyatlı eğilim
durgun mevsim
ölü zaman
(veya
Brit.:
ditchwater)
k.d. cansıkıcı, kasvet verici, bunaltıcı.
zor satmak Fiil
yavanlaşmak Fiil
satışların düşük olduğu dönem
sıkıcı bir işi bitirmeye çalışmak Fiil
tatsız bir ders kitabını güçlükle okuyup bitirmek Fiil
can sıkıcı bir ders kitabında zorla ilerlemek Fiil