impose

Fiil (vergi vb.) koymak, tarh etmek.
New duties were imposed on wines and spirits.
Fiil yükle(t)mek, tahmil etmek.
I must perform the task that has been imposed upon me.
Fiil (zorla/hile ile) kabul ettirmek/benimsetmek, kabule zorlamak, empoze etmek.
She imposed herself as
their leader. The conquerors imposed difficult conditions of peace on the defeated enemy.
Fiil başkasının işine karışmak/müdahale etmek,
argo burnunu sokmak.
Fiil aldatmak, kandırmak, sahte bir şeyi sahici diye yutturmak.
impose fake antiques on the public:
Sahte antikaları sahici diye halka yutturmak.
Fiil, Matbaacılık dizmek, düzenlemek, tanzim etmek, dizilmiş sayfaları basılacak şekilde sıraya koymak.
Fiil (bir yere) koymak, yerleştirmek.

Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

impose limitations on one's expenditure

masraflarını sınırlamak Fiil

impose one's company on sb

zorla biriyle arkadaşlık yapmayı istemek Fiil

impose one's point on sb

birine kendi fikrini zorla kabul ettirmek Fiil

imposition of penalty

cezalandırma İsim, Ceza Hukuku

tarh etmek Fiil

vazetmek Fiil

ambargo koymak Fiil

yasak koymak Fiil

impose a blackout on information

haberlere sansür koymak Fiil

impose a blockade

ablukaya almak Fiil

impose a burden

büyük bir sorumluluk yıkmak Fiil

impose a burden

ağır bir yük getirmek Fiil

impose a contribution

vergi koymak Fiil

impose a fine

para cezası kesmek Fiil

impose a fine upon sb

birini para cezasına çarptırmak Fiil

impose a judicial injunction upon sb

biri aleyhinde mahkeme marifetiyle ihtiyati tedbir kararı almak Fiil

impose a levy

vergi almak Fiil

impose a pecuniary obligation

parasal bir yükümlülük yüklemek Fiil

impose a penalty

ceza vermek Fiil

impose a penalty on sb

birine ceza vermek Fiil

impose a prohibition

yasak koymak Fiil

impose a tax

vergi koyma

impose a tax on sth

bir şey üzerinden vergi almak Fiil

impose a tax on the people

halktan vergi almak Fiil

impose an embargo

ambargo koymak Fiil

impose an oath

yemin etmeye zorlamak Fiil

impose an obligation

bir yükümlülük yüklemek Fiil

impose charges

vergi koymak Fiil

impose conditions on sb

birine şartları kabul ettirmek Fiil

impose curbs on credit

krediye kısıtlamalar getirmek Fiil

impose duty on

üzerine vergi koymak Fiil

impose highest standards on sb

birine en yüksek standartları empoze etmek Fiil

impose highest standards on sb

birine en yüksek standart dıları empoze etmek Fiil

impose imports

(US) ithal mallarını gümrük vergisi bakımından sınıflandırmak Fiil

impose inferior goods upon sb

birine kötü mal zorla kabul ettirmek Fiil

impose inferior goods upon sb

birine kötü kalite malı zorla kabul ettirmek Fiil

impose inferior goods upon sb

birine kötü malları zorla kabul ettirmek Fiil

impose judicial interdiction upon sb

birinin tasarruf salahiyetini kanunen yasaklamak Fiil

impose limitations upon sb's limitation of action

birinin hareket serbestisini sınırlamak Fiil

impose martial law

sıkıyönetim koymak Fiil

impose new duties

yeni vergiler koymak Fiil

impose new duties

yeni görevler vermek Fiil

impose on/upon

(a) rahatsız etmek, zaafından yararlanmak, yüzsüzlük etmek, (bir kimsenin nezaketini/misafirperverliğini)

suiistimal etmek, haksızca yararlanmak.
Thank you, but I don't think I'll stay the night: I don't want to impose on you.
to impose on someone's good nature: birisinin yumuşak yüzlülüğündan yararlanmak. (b) aldatmak, (c)
az kul. etkilemek, tesir etmek, nüfuzunu kullanmak, zorla kabul ettirmek.

impose punishment

ceza vermek Fiil

impose respect

saygı telkin etmek Fiil

impose restrictions

kısıtlama getirmek Fiil

impose restrictions

kayıt koymak Fiil

impose restrictions

tahdit koymak Fiil

impose sanctions

müeyyide koymak Fiil