1. Zarf hem, dahi, keza(lik), ve, ve de, ve yine, ayrıca, ilâveten.
    You must pack plenty of food for journey,
    likewise, you'll need warm clothes, so pack them too: Seyahat için bol miktarda yiyecek al, ayrıca sıcak tutacak giyime de ihtiyacın olacak, onları da hazırla.
  2. Zarf böyle(ce), öyle(ce), bunun/onun gibi, aynı veçhile/tarzda.
    Watch him and do likewise: Ona bak,
    o ne yapıyorsa sen de öyle yap.
  3. Zarf bilmukabele, ben de.
    “Please to meet you.” “Likewise ”: “Sizinle tanıştığıma memnun oldum. ” “Ben de.”
işe eğilimli olma
birbiriyle hemen kaynaşmak Fiil