(a) (dış) görünüş, yüz, çehre. I don't like his looks: Bu adamın yüzünü hiç beğenmiyorum. (b)
good looks ile ayni anlama gelir. güzellik, cazibe, tenasüp. She kept her looks even in old age: İhtiyarlığında bile güzelliğini korudu. She's beginning to lose her looks: Güzelliği bozulmaya başlıyor.