1. İsim yük, yüküm, külfet, mükellefiyet, sorumluluk, mes'uliyet, görev.
    The onus of proof lies on/with the
    plaintiff: İspat davacıya düşer.
  2. İsim kabahat.
    He tried to put the onus onto me: Kabahati benim üzerime atmaya çalıştı.
ispat külfeti
ispat mükellefiyeti
ispat mükellefiyeti
ispat (etme) sorumluluğu/görevi, kanıtlama zorunluğu.
ispat külfetini yerine getirmek Fiil, Hukuk
ispat yükünü karşı tarafa yüklemek Fiil
İspat külfeti davacınındır. Hukuk