1. Geçişli Fiil önlemek, engellemek, engel/mani olmak, akamete uğratmak, alıkoymak, (vukuuna) meydan/fırsat/imkân vermemek.

    The bad weather precluded me from attending the meeting.
  2. Geçişli Fiil dışarıda bırakmak, dahil etmemek, yoksun bırakmak.
her türlü şüpheyi dışta bırakmak Fiil
itirazların önüne geçmek Fiil
itirazlarının önüne geçmek Fiil
itirazları olanaksız yapmak Fiil
dava ile geri almayı imkânsız kılmak Fiil
10'uncu maddenin uygulanmasını imkânsız kılmak Fiil
bir şeyin olasılığını bertaraf etmek Fiil
anlaşmazlıklara engel olmak için
anlaşmazlıklara meydan vermemek için
biri ötekini engellemez