1. -den önce/evvel.
    It happened just prior to your arrival: Tam sen gelmeden önce oldu/ vukubuldu.
...'den önce
... öncesinde
…den önce Zarf
vergiler düşmeden önce
vergiler kesilmeden önce
tayininden önce
vadesinden önce
yola çıkmadan önce
bir senedin üzerinde rüçhanlı taraf
önceki bir tarafa (şahsa) rücu
önceki bir şahsa rücu
önceki bir tarafa rücu
satın alma emirlerinin stoğu aşması durumu
menkul kıymetler arzının sınırlı olmasından ötürü