uygulamayan bir devlete karşı girişilen zorlayıcı önlemler. political sanctions: siyasî müeyyideler. apply/impose sanctions on a country: bir ülkeye yaptırımlar/ zorlayıcı önlemler uygulamak. The UN would try to impose very serious economic sanctions against the offending nation.
İsim ahlâkî müeyyide.
Geçişli Fiil onaylamak, tasdik/teyit/tasvip etmek, izin/müsaade/yetki vermek, uygun görmek. The government's bill
wasn't sanctioned by the Parliament: hükümetin kanun tasarısını Meclis onaylamadı.