Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Fiil harcamak, sarfetmek.
    to spend money on. something: bir şeye para harcamak.
    to spend $15,000
    on a new car.
    without spending a penny: beş para harcamadan.
    to spend time on something: bir şeye vakit harcamak.
    well spent: yerinde harcanmış.
  2. Fiil bol bol vermek, bezletmek.
  3. Fiil israf etmek, har vurup harman savurmak.
  4. Fiil (vakit) geçirmek.
    to spend Sunday in the country: Pazar gününü kırda geçirmek.
    to spend a pleasant
    hour (in) talking with friends.
  5. Fiil (kuvvetini vb.) eksiltmek/azaltmak/tüketmek/yavaşlatmak.
    The storm soon spent itself/its force:
    Biraz sonra fırtına yavaşladı.
    spend oneself in a vain endeavour: boş yere kendini yormak/yıpratmak, akıntıya kürek çekmek.
  6. Fiil (canını/kanını vb.) vermek, feda etmek.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

spend a fortune over one's business
işine büyük bir servet harcamak Fiil
spend all one's energy
bütün enerjisini tüketmek Fiil
spend all one's money
bütün parasını harcamak Fiil
spend from one's own pocket freely
keseden harcamak Fiil
spend most of one's life in politics
hayatının büyük kısmını politikada geçirmek Fiil
spend one's breath
nefesini harcamak Fiil
spend one's estate in gaming
servetini kumarda yemek Fiil
spend one's fortune
servetini har vurup harman savurmak Fiil
spend one's leisure time
boş zamanını geçirmek Fiil
spend one's money for no purpose
parasını boşa harcamak Fiil
spend one's money on books
parasını kitaplara harcamak Fiil
marginal propensity to spend
marjinal sarfetme eğilimi
marginal propensity to spend
marjinal sarf etme eğilimi
propensity to spend
sarfetme eğilimi
propensity to spend
harcama eğilimi
to have to spend
çıkmak Fiil
willingness to spend
harcamaya isteklilik
spend $ 10 , 000 a year
000 dolar harcamak Fiil
spend $ 10 , 000 a year
yılda 10
spend a great deal
çok para harcamak Fiil
spend a lot of money
masrafa girmek Fiil
spend a lot of time on sth
bir şey için fazla zaman harcamak Fiil
spend a penny
kesenin ağzını açmak Fiil
spend a penny
tuvalete gitmek Fiil
spend a small fortune on books
kitaplara küçük bir servet harcamış olmak Fiil
spend a weekend
bir hafta sonu geçirmek Fiil
spend an estate in gaming
bir mülkü kumarda kaybetmek Fiil
spend everything he has
varıni yoğunu sarfetmek Fiil
spend freely
bol keseden harcamak Fiil
spend heavily on both geographical and product diversification
hem coğrafi bakımdan yayılma hem de ürün çeşitlendirme amacıyla büyük çapta harcamalar yapmak Fiil
spend incredible sums of money
inanılmaz miktarlarda para harcamak Fiil
spend like water
su gibi harcamak Fiil
spend lots of money
çok para sarf etmek Fiil
spend lots of money
cömertçe para sarfetmek Fiil
spend money
para harcamak Fiil
spend money
masraf etmek Fiil
spend money for sb
biri için para harcamak Fiil
spend money lavishly
saçılmak Fiil
spend money like water
su gibi para harcamak Fiil
spend money like water (without stint
su gibi para harcamak Fiil
spend money like water (without stint)
su gibi para harcamak Fiil
spend money on sb
biri için para harcamak Fiil
spend money profligately
hovardalık etmek Fiil
spend money recklessly
saçıp savurmak Fiil
spend money with a free hand
cömertçe para sarf etmek Fiil
spend money with a free hand
bol keseden para harcamak Fiil
spend money with both hands
çok para sarf etmek Fiil
spend money with free hand
bol keseden para harcamak Fiil
spend money with free hand
çok para sarfetmek Fiil
spend money without stint
cimrilik etmeden para harcamak Fiil
spend on advertising
reklam için harcamak Fiil
spend prodigally
savurmak Fiil
spend the evening (in a place
akşamlamak Fiil
spend the night
kalınmak Fiil
spend the night (in a place
gecelemek Fiil
spend the night (on a journey
konaklamak Fiil
spend the summer in the mountains
yaylamak Fiil
spend the winter abroad
kışı memleket dışında geçirmek Fiil
spend time
zaman harcamak Fiil
spend up
sarf etmek Fiil
spend up
tüketmek Fiil
spend vacations abroad
(US) tatillerini memleket dışında geçirmek Fiil
spend/cost a bomb
çok para harcamak; çok pahalıya malolmak.
(in travel) place to spend the night
konak
(money) to spend lavishly
açılmak Fiil
(money) to spend recklessly
yemek Fiil
begin to spend money
kesenin ağzını açmak Fiil
begin to spend money extravagantly
hovardalaşmak Fiil
have to spend money
masraftan çıkmak Fiil
to spend a penny
işemek, çiş yapmak, su dökmek.
to spend holidays abroad
tatillerini ülke dışında geçirmek Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.