etkinliğini kullanmak
Fiil
kullandığı sözcükleri tartmak
Fiil
bir şeyi eliyle tartmak
Fiil
bir şeyi zihninde tartmak
Fiil
demir almak, demiri vira etmek.
We will weigh anchor at dawn: Şafak sökerken demir alacağız.
(a) ağırlaş(tır)mak, ağır basmak, (b) yük altına koymak/girmek, yüklenmek.
I was weighed down with the shopping. (c) (omuzlarını vb.) çökertmek, bel vermek, sarkmak.
Trees weighed down by snow. (d) kederlenmek, üzüntüye/kedere garkolmak, ümitsizliğe düşmek.
weighed down with grief. She is weighed down with many troubles.
delili değerlendirmek
Fiil
(a)
(boks, güreş) maçtan önce tart(ıl)mak, (b) (cokey) at yarışından sonra tartılmak, (c) uçağa
binmeden önce bagajı tarttırmak.
brüt ağırlığı tespit etmek
Fiil
(a) zorlamak, baskı yapmak, sıkıştırmak, ağırlığını koymak, (b) zorla kabul ettirmek.
(üzerine/omuzlarına) yük olmak.
bir planı bir başkasıyla karşılaştırmak
Fiil
tartıp ayırmak.
The grocer weighed out five kg. of sugar.
iyi ve kötü yanlarını tartmak
Fiil
aklında ölçüp biçmek
Fiil
bir eylemin sonuçlarını tartmak
Fiil
birinin kararını etkilemek
Fiil
(delil) hâkimi etkilemek
Fiil