[bos]

Turkish-English Phrases

(mevki) boş
unfilled
başı boş
devious Adjective
boş
vapourous
boş
unloaded
boş
null Information Technology
boş
unfounded
boş
white
boş
evacuated
boş
futile
boş
dead
boş
unfilled
boş
footle
boş
illusory
boş
inoperative
boş
ditzy Adjective
boş
unemployed
boş
untenanted
boş
free Information Technology
boş
vain
boş
vacuous Adjective
boş
vacuous life
boş
unavailing
boş
weightless
boş
void
boş
barren
boş
ineffectual
boş
fallacious Adjective
boş
spare
boş
empty Information Technology
boş
clear
boş
unoccupied
boş
uninhabited
boş
hollow
boş
meaningless
boş
slack
boş
blank Information Technology
boş
absent
boş
loose
boş
vacant
boş
useless
boş
desolate
boş
disengaged
boş
frivolous Adjective
boş
idle
boş
waste
boş
unfurnished
boş
inane
boş
unmanned
boş
not filled
boş
tenantless
boş
boss
boş
deserted
boş
devoid
boş
empty-handed
boş
gaseous
boş
leisure
boş
neutral
boş
off
boş
otiose
boş
unprofitable
boş
unwritten
boş ağırlık
unladen weight Noun, Transport
boş ağırlık
empty weight Noun, Transport
boş arazi
open space
boş arsa
vacant lot
boş arsa
empty lot
boş arsa
plot of unbuilt ground
boş bakış
vacant stare
boş bant
blank tape
boş bellek
free memory Information Technology
boş bırakılmış
left blank Adjective
boş bırakmak
to leave void Verb
boş bırakmak
to leave a blank Verb
boş bırakmak
to desolate Verb
boş bölge
frontier
boş boş dolaşmak
to screw around Verb
boş boş konuşmak
to talk nonsense Verb
boş boş konuşmak
to talk to no purpose Verb
boş çıkmak
(lottery) to hit a blank Verb
boş değil
busy
boş duran
idle Information Technology
boş durmak
to stand idle Verb
boş ev
vacant house
boş film
motion picture film
boş form
blank form
boş formalite
empty formality
boş formüler
blank form
boş gayretler
vain efforts Noun
boş gemi
empty ship
boş gezenin boş kalfası
hobo Noun
boş gezmek
to loaf Verb
boş gezmek
to idle Verb
boş girişim
futile attempt
boş hayal
pipe dream
boş hazine
bare treasury
boş inanç
superstition Noun
boş iskemle
empty chair
boş kafalı
empty- headed
boş kâğıt
blank
boş kâğıt
blank leaf
boş kâğıt
blank paper
boş kalma
unoccupancy
boş kalmak
to stand empty Verb
boş kalmak
to be unoccupied Verb
boş konşimento
blank bill of lading
boş konuşma
psilology
boş konuşma
hot air
boş konuşma
yap
boş konuşmak
to talk nonsense Verb
boş küme
null set Information Technology
boş laf
gab
boş laf
windbaggery
boş laf
smoke
boş laf
talk
boş laf
bosh
boş laf
verbalism
boş laf
gas
boş laf
jazz
boş laf
gammon
boş laf
fudge
boş laf
prate
boş laf
bunkum Noun
boş laf
chatter
boş laf
rattle
boş laf
platitude Noun
boş laf
babble
boş laf
hot air
boş laf
hooey
boş laf
gossip
boş laf
froth
boş laf
shallow talk
boş laf
clatter
boş laf
bunk
boş laf
empty talk
boş laflar
empty phrase
boş laflar
pious words Noun
boş mazeret
lame excuse
boş mazeretler
paltry excuses Noun
boş mekân
void space
boş mesken
unoccupied dwelling Insurance
boş mevki
unfilled post
boş mideye
on an empty stomach
boş mülk
vacant property
boş oda
vacant room
boş oda
empty room
boş olmak
to be vacant Verb
boş oy
blank vote
boş pozisyon
opening Noun, Human Resources
boş saat
loose hour
boş saatler
idle hours Noun
boş saptayıcı
null detector
boş sayfa
blankg page
boş sayfa
blank page
boş söz
flummery
boş söz
clatter
boş söz
stuff
boş taksi
taxi with the flag up
boş taksi
empty taxi
boş tehditler
empty threats Noun
boş ümitler
unfounded hopes Noun
boş umut
pipedream
boş umut
pious hope Noun
boş umutlar
empty promises Noun
boş vaat
bare promise
boş vaat
vain promise
boş vaat
fictitious promise
boş vaatler
empty promises Noun
boş vagon
empty wag (g) on
boş vakitlerde
at odd times
boş vakitlerde
at odd moments
boş ver
never mind
boş vermek
to take care a damn Verb
boş yer
hiatus
boş yer
available vacancy
boş yer
open spaces
boş yer
clear space
boş yer
vacancy
boş yer
vacant seat
boş yer
vacuity
boş yere
to no purpose Adverb
boş yere
uneconomical
boş yere
unduly Adverb
boş yere
in vain Adverb
boş yerler
seats available Noun
boş zaman
spare time
boş zaman
off time
boş zaman
free time
boş zaman
leisure time
boş zaman
discretionary time
boş zaman
idle time
boş zamanında
in one's spare time
boş zamanlarında
in my idle moments
boş zevk
empty pleasure
boy bos
stature
cebi boş
without strings
eli boş
empty- handed
içi boş
spurious Adjective
içi boş
hollow
Turkish-English phrases from Zargan's own database

bos
Boy kelimesiyle ... şeklinde kullanılır
boş
İçinde yâhut ... bulunmayan, hâlî