[consume]

ulusal gelirin ulus bireylerince mallar ve hizmetlere harcanacak bölümü
ortalama tüketim eğilimi
tüketmek, istihlâk etmek.
The people in this country consume more sugar than those of any other country. Verb
yemek, yutmak, yeyip/içip bitirmek. Verb
yakıp yoketmek, kül etmek, bitirmek, çürütmek, mahvetmek.
Fire consumed the forest. Verb
sarfetmek, israf etmek, (fuzuli yere) harcamak, heba etmek.
He consumed all his money on women and drink. Verb
yanmak, yanıp tutuşmak, (meraktan vb.) çatlamak/patlamak.
She was consumed with curiosity/by hate.

be consumed with boredom: can sıkıntısından patlamak.
be consumed with jealousy: kıskançlıktan içi içini yemek.
be consumed with thirst: susuzluktan yanmak.
be consumed with desire: arzu ile yanıp tutuşmak.
Verb
tükenmek, bitmek, sarf/istihlâk edilmek, harcanmak, çürüyüp yokolmak, helâk olmak.
be consumed with
grief: kederinden helâk olmak.
Verb
çok benzin yakmak Verb
acıdan solup sararmak Verb
servetini yiyip bitirmek Verb
marjinal tüketim eğilimi
tüketim eğilimi
kullanmak Verb