depend on/upon: güvenmek, inanmak, itimat etmek, emin/kani olmak.
You can always depend on/upon him. To depend on the accuracy of a report.
You can depend (up) on it: Bundan emin olabilirsiniz.
Intransitive Verb
depend on/upon: dayanmak, bel bağlamak, ihtiyacı olmak. muhtaç olmak.
Children depend on their parents.
depend on someone: geçimi birine bağlı olmak, birinin eline bakmak.
He depends on his father for pocket money. I'm depending on you for moral support.
Intransitive Verb
depend on/upon: bağlı/tâbi/mütevakkıf olmak, elinde olmak.
His success here depends upon effort and ability.
That depends on you: Bu, size bağlıdır/sizin elinizdedir.
depending on what happens tomorrow … : Olayların yarınki gelişmesine bağlı olarak …
Intransitive Verb
bağımlı olmak.
Intransitive Verb, Grammar
depend from: asılmak, sarkmak, sallanmak.
The chandelier depends from the ceiling.
Intransitive Verb
şüpheli/belirsiz olmak, sallantıda/muallâkta olmak.
That depends = It all depends: Belli olmaz.
I may go or may not go, it all depends: Gidip gitmeyeceğim belli olmaz (duruma bağlıdır).
Intransitive Verb
olasılıklara bağlı olmak
Verb
bir tek maaşıyla geçinmek
Verb
bir tek maaş ıyla geçinmek
Verb
birşeye göre belirlenmek
Verb
birşeye göre değişmek
Verb
arz ve talebe bağlı olmak
Verb
birinin davranışına bağlı olmak
Verb
muhtaç durumda olmak
Verb