[exercise]

aerobik egzersiz Noun, Medicine
bir mesleğin icrasından veya bir işin ifasından doğmak Verb
gövde stabilizasyon egzersizi Noun, Sports
medeni hakları kullanma ehliyeti Noun, Law
Dilekçe ve Bilgi Edinme Hakkının Kullanılmasına İlişkin 2004/12 Sayılı Genelge Proper Name, Law
muharebe tatbikatı
idman, talim, beden eğitimi, jimnastik.
He does exercises every morning.
take exercise:
idman yapmak.
physical exercise: beden eğitimi.
mental exercise: zihni işletme.
alıştırma, temrin, okul görevi.
arithmetic/mathematical exercises. There is an exercise at the end
of each lesson.
exercise book: okul defteri.
uygulama, yürütme, tatbik, icra, ifa, yerine getirme, kullanma, istimal.
the exercise of: kullanılması,
ifası, istimali.
the exercise of caution/of patience. the exercise of one's right to vote.
in the exercise of one's duties: görevinin ifası esnasında.
by the exercise of: kullanarak, kullanmakla.
You can only understand this picture by the exercise of imagination.
deney, tecrübe, prova.
idman/jimnastik/talim/temrin/alıştırma yap(tır)mak, idmanla geliş(tir)mek, alış(tır)mak.
exercise
oneself: vücudunu işletmek, yapa yapa alıştırmak.
exercise a horse: bir atı gezdirmek.
He exercises every other day at a fitness club.
çalıştırmak, harekete/faaliyete geçirmek, kullanmak, istimal etmek.
to exercise one's freedom of speech.
to exercise one's strength.
(dikkat vb.) sarfetmek/harcamak/etmek.
to exercise caution: dikkat etmek.
to exercise care
in crossing the street.
to exercise patience: sabretmek, sabırlı olmak.
(hakkını /yetkisini/imtiyazını) kullanmak, uygulamak, tatbik mevkiine koymak.
to exercise one's constitutional
rights.
to exercise one's mind or imagination: aklını veya muhayyilesini kullanmak.
yap(tır)mak, icra/ifa et(tir)mek.
exercise an influence upon … : …'e tesir etmek.
to exercise
the duties of one's office: görevinin icabını yapmak.
(genellikle edilgen halde) tasalandırmak, endişe /üzüntü vermek, düşündürmek, endişelendirmek.
The
city council has been greatly exercised by the problem of inflation. I've been gratly exercised about what we ought to do.
exercise one's mind: (a) zihnini işgal etmek/işletmek, (b) tasa çekmek.
bir meslek icra etmek Verb
köpek gezdirmek Verb
el sanatı ile uğraşmak Verb
el sanatı ile uğraşmak Verb
bir rehin hakkını kullanmak Verb
rehin hakkını kullanmak Verb
bir meslek icra etmek Verb
bir hakkı kullanmak Verb
bir hak kullanmak Verb
bir meslek icra etmek Verb
bir iş yapmak Verb
yararlı bir iş yapmak Verb
bir opsiyonu kullanmak Verb
tatbikat ve eğitim merkezi Noun, Organizations
yetki kullanmak Verb
alıştırma kitabı
defter
alıştırma defteri
kontrol uygulamak Verb
kontrol yapmak Verb
karışmak Verb
(Br) icra marifetiyle tazminat almak Verb
bir şey hakkında itidal ve incelik göstermek Verb
görevlerini yapmak Verb
beden eğitimi alanı
abesle iştigal Noun
nüfuzu ile etkilemek Verb
adli görevleri yerine getirmek Verb
kaza hakkını kullanmak Verb
yargılamak Verb
alıştırma
opsiyon sahibinin üzerinde opsiyon anlaşması yapılmış bir menkul kıymeti satma ya da satın alma hakkını
kullanmak istediğinde gönderdiği bildiri
bir imtiyazı kullanma
bir mesleği icra etme
bir hakkı kullanma
hakkın kullanımı Noun, Law
bir mesleğin icrası
bir vazifenin ifası Noun
satın alma opsiyonunu kullanma
ihtiyatlı davranma
yükümlülüklerin yerine getirilmesi
görevlerin yerine getirilmesi
takdir hakkının kullanılması
kaza hakkını kullanma
ezber alıştırması
opsiyonları kullanma
yetki kullanma
egemenlik haklarını kullanma
abone haklarının kullanılması
kayyumluk görevlerinin yerine getirilmesi Noun
etkisini kullanmak Verb
biri için piston yapmak Verb
birinin üzerinde nüfuzunu kullanmak Verb
kafasını işletmek Verb
aklını işletmek Verb
opsiyonunu kullanmak Verb
tamamıyla geçerli hakkı kullanmak Verb
tamamiyle geçerli hakkı kullanmak Verb
(vekillik) yetkisini kullanmak Verb
veto hakkını kullanmak Verb
veto hakkını kullanmak Verb
oy hakkını kullanmak Verb
iradesini beyan etmek Verb
aklını kullanmak Verb
yetki kullanmak Verb
yetkileri tamamıyla keyfi olarak kullanmak Verb
yetkileri tamamıyla dilediği gibi kullanmak Verb
opsiyon kullanma sırasındaki fiyat
opsiyon kullanım fiyatı Noun, Accounting
ihtiyatlı davranmak Verb
birinin sabrını tüketmek Verb
bir ülkeyi egemenliğinde tutmak Verb
antrenman sahası Noun
denetim altında tutmak Verb
efor testi
gerekli titizlik ve beceriyi göstermek Verb
askerlere talim yaptırmak Verb
biri üstünde yakışıksız biçimde nüfuz kullanmak Verb
oy haklarını kullanmak Verb
susma hakkını kullanmak Verb, Law
susma hakkını kullanmak Verb, Law
dönemsel harcama
tatbikat
manevra
bağımsız iradenin serbestçe kullanılması
ibadet özgürlüğü Noun, Religion-Faith
dinin görevlerini serbestçe yerine getirmeyi önlemek Verb
mesleğinin icrasında
görevlerin ifasında
zihin alıştırması
kasgerici beden hareketi.
Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun Proper Name, Law
zihin jimnastiği
beyin jimnastiği
zihin jimnastiği Noun
askeri tatbikat Noun, Military
opsiyon kullanma
opsiyon kullanma fiyatı Noun, Banking
pasif jimnastik
bir hakkın kullanılmasını önlemek Verb
(US) promosyon kampanyası Noun
promosyon kampanyası Noun
gevşeme egzersizi Noun, Psychology
mülkiyeti elde tutma hakkını kullanmak Verb
silah talimi
kazanma umudu olmadığı halde seçim kampanyasına katılmak Verb
okul ödevi
tercüme alıştırması
çeviri alıştırması
birinin görevini yaparken dikkat ve becerisini göstermek Verb
görevini yaparken dikkat ve beceri göstermek Verb
rüçhan hakkı :: kullanmak Verb