[grown]

örtülmek, kaplanmak.
The lawn was grown with weeds.
adam olmak Verb
doğma büyüme
büyük
gelişmiş
büyümüş
büyümüş, gelişmiş, yetişmiş, yetişkin.
a grown boy. Adjective
olgunlaşmış, olgun, kemale ermiş, kâmil.
A grown man like you shouldn't act like that. Adjective
grow
(s.f.). Adjective
(bitki vb. ile) örtülü, kaplı.
Tower grown over with ivy: Sarmaşık kaplı kule. Adjective
gömülü
büyümüş
bir şeye alışık olmak Verb
ceketi küçülmek Verb
kendi bahçesinde yetiştirilmiş
gözünde büyümek Verb
memleket dışında yetiştirilen meyve