[idea]

bir fikirden vazgeçme
saltık/mutlak düşünce/fikir.
reklam fikri
temel fikir
ana fikir
yalnızca bir fikirin egemenliği altında olmak Verb
tek bir fikrin egemenliği altında olmak Verb
bir fikre saplanmak Verb
bir fikrin esiri olmak Verb
istenmeyen/itirazlara sebep olan öneri/plan/fikir.
You're always coming here with your big ideas. Noun
maksat, niyet, amaç, hedef.
What's the big idea of selling the house: Evi satmaktan maksadın ne? Noun
bir fikri yürürlüğe koymak Verb
ana fikir
esas fikir
bir fikir beslemek Verb
hayatını bir fikre adamak Verb
yaratıcı fikir
birini saplantı halindeki fikrinden caydırmak Verb
bir fikri işlemek Verb
ana fikir
Yanlış anlama.
vazgeçmek Verb
birinin kafasına bir fikir sokmak Verb
bir fikir beslemek Verb
Avrupa fikri
mükemmel fikir
sabit fikir. Noun
(2). Noun, Music
saplantı, fikri sabit.
sabit fikir Noun
belirsiz fikir
bir fikre kapılmak Verb
bir fikir edinmek Verb
temel fikir
esas fikir
genel fikir
bir fikrin tohumu
bir fikri kafasına çakmak Verb
bir fikiri kafasına takmak Verb
aklına olmayacak şey getirmek Verb
(yanlış olarak) zannetmek, sanmak, yanlış bir fikre saplanmak/kapılmak.
bir kitap hakkında genel bir fikir vermek Verb
fikir vermek Verb
akıldan çıkarmak Verb
ana fikir
birinin kafasına bir fikir sokmak Verb
birinin yetenekleri konusunda doğru dürüst fikri olmamak Verb
bir şey hakkında fikri olmamak Verb
bir şey hakkında fikiri olmamak Verb
ihracat konusunda fikri olmak Verb
ihracat konusunda bir fikiri olmak Verb
fikir, düşünce.
That's an excellent idea. Have you any idea of what I'm going to explain?
I
have no idea: Hiç fikrim yok, bilmiyorum.
Noun
tasavvur, niyet, plân.
I have an idea for a new book.
You have no idea how worried I was:
Ne kadar üzüldüğümü tasavvur edemezsin.
She told them her idea for the publicity campaign: Tanıtma kampanyası hakkındaki plânını onlara söyledi.
Noun
oy, mütalea.
What's your idea on new tax system? Noun
erek, amaç, maksat, hedef, gaye.
The idea of becoming an engineer.
The idea of a vacation is
to relax: Tatilden maksat dinlenmektir.
Do you get the idea? Maksadı anlıyor musun?
The idea is that: Maksat şudur ki …
Noun
sanı, tahmin, önsezi.
I have an idea that she will be late.
I had no idea that … : …'i bilemezdim, tahmin edemezdim. Noun
anlayış, idrak, bilgi.
a child's idea of time.
What an idea can a man who is blind from the
birth have of color? Doğuştan kör olan bir kimsenin renk hakkında ne bilgisi olabilir?
He has some idea of how to swim: Biraz yüzmesini bilir.
Noun
inanç, kanaat.
He has a strong idea on the subject. Noun
(a) kavram, tasavvur, zihinde oluşan mefhum, (b) düşüncel, ülküsel, ideal, bir şeyin olması arzu edilen
şey, (c) (Platonizmde) uzay ve zamanın ötesinde var olan, yalnızca tinsel olarak anımsama yolu ile kavranabilen, duyularla yalnız görüngüleri algılanabilen asıl gerçeklik.
Noun, Philosophy
benzerlik. Noun
hayal, zihinde oluşan şekil, hatıra, mevcut bir şeyin/kimsenin zihinde bıraktığı izlenim. Noun
uygulama alanı olmayan fikir
birine bir fikir aşılamak Verb
birinin kafasına bir fikir sokmak Verb
delice fikir
(patent kanunu) yeni buluş fikri
bir fikir ortaya atmak Verb
esas fikir
canlı parlak fikir
canlı fikir
ana fikir
bence, fikrimce.
Going to a film is not my idea of spending a sunny day well: Sinemaya gitmek
bence güneşli bir günü iyi geçirmek değildir.
Hiçbir fikrim yok.
delice fikir
bir fikre saplanma
bir fikrin tohumlarını atmak Verb
aklına bir fikir getirmek Verb
bir fikirle oynamak Verb
birini bir fikirle taciz etmek Verb
bir fikri birine inhisar ettirmek Verb
yanlış fikir
peşin hüküm
önyargı
bir konuda genellikle benimsenen fikir
(US) satış teşvik fikri
dermeyan etmek Verb
acayip fikir
bir fikirden vazgeçmek Verb
temel fikir
satış fikri
satış fikri (bir slogan , temel kavram ya da satış teklifi
basmakalıp fikir
akla bir fikir gelmek Verb
bir fikri desteklemek Verb
fikir edinmek Verb
Aklıma şu fikir geldi.
Amma yaptın ha!
What an idea! Ne acayip fikir! Ne münasebet! Hiç olur mu?
The very idea!
Ne kadar tuhaf!/saçma/gülünç!
The very idea of a thing! Olur şey değil!/Böyle şey tasavvur edilemez!
daha neler! Ne saçma şey!
bu fikir üzerinde düşünmeye değer
fikrini anlatabilmek, karşısındakinin kafasına sokabilmek.
denenmemiş fikir
bulanık fikir
bir fikre sıcak bakmaya başlamak Verb
bir fikri benimsemeye başlamak Verb
bir fikre ısınmak Verb
Bunu da nereden çıkardın?
... olduğunu kim söyledi ki?
... olduğunu da nereden çıkardın?
Bunu da nereden çıkardın?
... olduğunu da nereden çıkardın?
... olduğunu kim söyledi ki?
olup biten ne ?
akıllıca fikir