mesleğini özel olarak icra etmek
Verb
rekabet karşıtı uygulama
Noun, Competition Law
keyfi uygulama
Noun, Politics-Intl. Relations
(US) patent avukatlığı yapabilmek
Verb
genel uygulama olmak
Verb
bir meslekte çalışmak
Verb
(Br) danışman avukatın yaptığı danışmanlık işi
belirli bir çalışma alanına ilişkin saptanmış yasaların tümü
ticaret dünyasındaki teamüller
uyumlu eylem
Noun, Competition Law
işverenle işçi arasındaki ücret sözleşmesine karşı gelmeyi ifade etmek
Verb
Dişçilik ile ilgili uygulama faaliyetleri (NACE kodu: 86.23)
Noun, Trades-Professions
kolaylaştırıcı eylem
Noun, Competition Law
atış eğitimi
Noun, Military
standart uygulamayı izlemek
Verb
Genel hekimlik uygulama faaliyetleri (NACE kodu: 86.21)
Noun, Trades-Professions
(US) muhakeme usulü kanunu
iyi laboratuvar uygulamaları
Noun
iyi laboratuvar uygulamaları
Noun
iyi klinik uygulamaları kılavuzu
iyi laboratuvar uygulamaları kılavuzu
(doktor) çok hastası olmak
Verb
genellikle benimsenen muhasebe uygulamasına göre
mahkemelerin değişmeyen uygulaması
İslami amel
Proper Name, Religion-Faith
bir doktora hekimlik ruhsatı vermek
Verb
sınavlarda kopya çekmeyi âdet edinmek
Verb
bir şeyi alışkanlık edinmek
Verb
Tıp ve dişçilik ile ilgili uygulama faaliyetleri (NACE kodu: 86.2)
Noun, Trades-Professions
iyiniyetli ticarî uygulama
iyiniyetli olağan ticarî uygulama
(Br) sosyal sigorta doktorluğu
doktor muayenehanesi
Medicine
uygulama, tatbikat, icra, işletme.
put into practice: uygulamaya geçmek, tatbik mevkiine koymak.
We've made our plans, and now we must put them into practice.
in practice: uygulamada, tatbikatta, icraatta, tatbik mevkiinde.
Noun
alışkanlık, itiyat, âdet.
to make a practice of doing = to make it a practice to do … : … yapmayı
âdet edinmek.
It is not my practice to do so: Böyle yapmak âdetim değildir.
as is my (usual) practice: âdetim veçhile.
It's common practice: âdettir, âdet böyledir.
Noun
temrin, tekrarlama, çalışma, idman, talim, egzersiz.
practice makes perfect: Meşk kemale erdirir/yapa
yapa öğrenilir.
He does 6 hours piano practice a day. It takes years of practice .
target practice: atış talimi.
Noun
hüner, maharet, meleke, tecrübe.
Have you had any practice in computer programming? out of practice: melekesi körlenmiş, çoktan bırakmış, yapmayı unutmuş.
Noun
yöntem, usul, teamül, metod.
It is the practice in English law to consider a person innocent until he has been proven guilty.
Noun
sanat/meslek icrası.
Is Doctor J. still in practice here?
Noun
(a) iş, meslek.
to go into practice (to set up in practice) as a lawyer: Avukatlık mesleğine girmek.
(b) iş yeri.
Where is his practice?
Noun
dava açma/duruşma yöntemi/usulü.
Noun, Law
müşteri sayısı.
He has a large practice: Çok (sayıda) müşterisi var.
Noun
bilfiil yapmak, icra etmek.
practice = practise what you preach: Verdiğiniz öğütleri önce kendiniz tutun/yapın.
Verb
uygulamak, tatbik etmek.
Verb
(sanat/meslek) icra etmek, meslekte çalışmak.
Verb
talim et(tir)mek, temrin/egzersiz yap(tır)mak.
Verb
kendini alıştırmak, pratik yapmak.
Our income has decreased and now we have to practice = practise economy.
Verb
hile/desise/oyun hazırlamak.
Verb
amel
Noun, Religion-Faith
adliyede uygulanacak muameleleri düzenleyen usul hukukuna ait kanun
eğitim atışı
Noun, Military
pazarları dükkânları kapama âdeti
mahkemenin (kaza) içtihadı
mahkemeye sahtekârlık yapmak
Verb
(US) Br avukatlık yapmak
Verb
erken kalkma alışkanlığı edinmek
Verb
aynı meslekte çalışmak
Verb
birinin saflığından yararlanmak
Verb
verdiği vaazı kendi de tatbik etmek
Verb
kendi muayenehanesinde çalışma
Noun, Medicine
serbest çalışma
Noun, Medicine
serbest hekimlik
Noun, Medicine
özel muayenehane
Noun, Medicine
kendi uygulamadığı ilkelere bağlı görünmek
Verb
tatbik sahasına koymak
Verb
patenti uygulamaya koymak
Verb
teoriyi uygulamaya koymak
Verb
bir kuramı uygulamak
Verb
bir teoriyi uygulamaya koymak
Verb
buluşa uygulama alanı bulmak
Verb
bir buluşa uygulama alanı bulmak
Verb
bir mesleğin icrasını bırakmak
Verb
hukuk usulü muhakemeleri
Noun
avukatlık bürosunu satmak
Verb
avukat olarak yerleşmek
Verb
(yasa dışı olmayan) meslek hilesi, kurnazlık.
atış talimi
Noun, Military
Uzman hekimlik ile ilgili uygulama faaliyetleri (NACE kodu: 86.22)
Noun, Trades-Professions
devlet uygulaması
Noun, International Law
sokak uygulaması (kabul edilmiş mali uygulamaların dışında bir uygulama
bir avukatlık bürosunu devralmak
Verb
uzun yıllar deneyim istemek
Verb
sağlam ticari örf ve âdetlere uygun
(doktor , avukat) bir meslektaşın işini müşterileri ile
belgeli kredilere ilişkin yeknesak teamüller ve uygulamalar
Noun
vesikalı kredilere ilişkin yeknesak teamüller ve uygulamalar
Noun