karşı, muhalif, aleyhte (olan kimse).
pro and con: lehte ve aleyhte.
pros and cons: lehte
ve aleyhte olan hususlar/noktalar/kimseler.
öğrenmek, (dikkatle) incelemek.
bellemek, ezberlemek, hıfzetmek.
kaptan köşkü, gemi idare yeri.
gemiyi idare etme(k)/kullanma(k)/yönetme(k).
dolandırıcı, dalavereci, sahtekâr.
a con trick: dolandırıcı hilesi.
dolandırmak.
They conned me out of all my money.
aldatmak, kandırmak, yutturmak.
sabıkalı, mahkûm, suçlu.
Noun
biberli kıymalı kuru fasulye (Meksikada pişirilen tür).
chile con carne veya sadece
chile, chilli ile ayni anlama gelir.
“ … ile/beraber”.
com- önekinin
b, h, l, p, r, w'den başka sessiz harfler önünde aldığı
şekil.
ör.: convene, condone, connection.
Prefix
sevgi ile, muhabbetle, heyecan veya gayretle.
(müzik yönetiminde) sevgi ve şefkatle, seve seve.
canlı/neşeli bir şekilde.
matemle, kederle, üzüntü ile.
lehte ve aleyhte
Adverb, Law
Tereciye tere satılmaz.
Sentence, Idioms
Tereciye tere satılmaz.
Sentence, Idioms