çalma(k)

Turkish-English Phrases

(bir şey) çalmak
to thieve Verb
(boruyu) üfleyerek çalmak
to wind Verb
(gramofon) ağır ağır çalmak
to grind out Verb
(nefesli sazlarda) sürekli ve hafif hafif çalmak
to toothle Verb
(renk) çalmak
to merge Verb
(saat) çalmak
to toll Verb
(ses band) çalmak
to play back Verb
...e galebe çalmak
to get the better of ... Verb
acemice çalmak
to strum Verb
ağaçlardan meyve çalmak
to scrump Verb
ağzına bir parmak bal çalmak
to pay someone in empty words Verb
ahenkli biçimde çan çalmak
to chime Verb
akılıni çalmak
to charm Verb
alarm çalmak
to sound the alert clear Verb
alarm çalmak
to ring an alarm Verb
alarmı çalmak
to sound the alarm Verb
arama yaparken kıymetli şeyler çalmak
to frisk Verb
arkasında çalmak
to back Verb, Music
arp çalmak
to harp Verb
başka bir hava çalmak
to sing another tune Verb
başka hava çalmak
to dance another time Verb
başka hava çalmak
to change one's tune Verb
başka hava çalmak
to be totally indifferent Verb
bir geminin mürettebatını çalmak
to unman a ship Verb
bir telif hakkını çalmak
to pirate a copywright Verb
bir ticari markayı çalmak
to pirate a trademark Verb
birine kara çalmak
to foul sb's name Verb
birinin cebinden para çalmak
to pick sb's pockets Verb
birinin cebinden para çalmak
to pick sb's pocket Verb
birinin dinlenme vaktinden çalmak
to trench upon sb's spare time Verb
birinin elinden bir şey çalmak
to pick sb's pocket Verb
birinin fikirlerini çalmak
to suck sb's brains Verb
birinin kalbini çalmak
to capture someone's heart Verb
birinin para çantasını çalmak
to lift sb's purse Verb
birinin parasını çalmak
to finger sb's money Verb
birinin parasını çalmak
to fleece someone of all his money Verb
birinin vaktini çalmak
to make in roads upon sb's time Verb
birinin vaktini çalmak
to make inroads upon sb's time Verb
birinin valizini çalmak
to run off with sb's luggage Verb
boru çalmak
to blow horn Verb
boru çalmak
to toot Verb
boru çalmak
to trumpet Verb
boru çalmak
to buggle Verb
bozuk çalmak
to be in a bad mood Verb
çalgı çalmak
to play Verb
çalgı çalmak
to play an instrument Verb
çalmak
to purloin Verb
çalmak
to appropriate Verb
çalmak
to beat out something Verb
çalmak
to bone Verb
çalmak
(yogurt) to make Verb
çalmak
to nick Verb
çalmak
to taste of Verb
çalmak
to steal Verb
çalmak
to blow Verb
çalmak
to rip off Verb
çalmak
(butter) to spread Verb
çalmak
to beat Verb
çalmak
to hit Verb
çalmak
to snitch Verb
çalmak
to pinch Verb
çalmak
to hook Verb
çalmak
to lift Verb
çalmak
to pilfer Verb
çalmak
to rap Verb
çalmak
to finger Verb
çalmak
to abstract Verb
çalmak
to ring Verb
çalmak
to tend to resemble Verb
çalmak
to nail Verb
çalmak
to filch Verb
çalmak
to sound Verb
çalmak
to speak Verb
çalmak
to pick Verb
çalmak
to crib Verb
çalmak
to take by stealth Verb
çalmak
(instrument) to play Verb
çalmak
to commit plagiarism Verb
çalmak
to prig Verb
çalmak
to mix in Verb
çalmak
to scrounge Verb
çalmak
abstract
çalmak
pick
çalmak
pinch
çalmak
rap
çalmak
schlep(p)
çalmak
scrounge
çalmak
snaffle
çalmak
swipe
çalmak
tend
çalmak
cabbage
çalmak
convey
çalmak
cop
çalmak
filch
çalmak
finger
çalmak
hook
çalmak
mooch
çalmak
nab
çalmak
nail
çalmak
nip
çalmak (davul
beat
çalmak kasti
animus furandi
çalmak kastiyle
animo furandi
çalmak niyetiyle
with intent to steal
çan çalmak
to ring a bell Verb
çanı ağır ağır çalmak
to toll Verb
caz müziğini iyi çalmak
to take a swing at Verb
cenaze çanı çalmak
to toll Verb
çene çalmak
to rap Verb
çene çalmak
to yap Verb
çene çalmak
to clack Verb
çene çalmak
to gossip Verb
çene çalmak
to jaw Verb
çene çalmak
to prattle Verb
çene çalmak
to chat Verb
çene çalmak
to chew the rag Verb
çene çalmak
to tattle Verb
çocuk çalmak
to kidnap Verb
çok para çalmak
to clean up Verb
davar çalmak
to rustle Verb
davar çalmak
to lift cattle Verb
davul çalmak
to bang the big drum Verb
düdük çalmak
to pipe Verb
dükkandan eşya çalmak
to shoplift Verb
durmadan aynı teraneyi çalmak
to harp upon the same string Verb
emanet paradan çalmak
to defalcate Verb
etekleri zil çalmak
to be overjoyed Verb
felekten bir gece çalmak
to make a night of it Verb
felekten bir gün çalmak
to allow oneself a little dissipation Verb
flüt çalmak
to flute Verb
fon müziği çalmak
to play something as background music Verb
galebe çalmak
to gain the day Verb
galebe çalmak
to get the best of it Verb
gayda çalmak
to doodle Verb
geri çekilme (ricat) borusunu çalmak
to give the signal for retreat Verb
geri çekilme borusunu çalmak
to sound the retreat Verb
hayali gitar çalmak
to play air guitar Verb, Music
irticalen çalgı çalmak veya şiir söylemek
to improvise Verb
irticalen çalmak
to hit off Verb
ıslık çalmak
to whistle Verb
ıslıkla çalmak
to whistle a tune Verb
kampana çalmak
to ring a bell Verb
kampana çalmak
to toll a bell Verb
kamu malıni çalmak
to steal public property Verb
kamu malını çalmak
to steal public property Verb
kapı zilini çalmak
to ring the door-bell Verb
kapısını çalmak
to seek help from Verb
kapısını çalmak
to resort to Verb
kapısını çalmak
to knock at sb's door Verb
kapıyı çalmak
to knock Verb
kapıyı çalmak
to beat at the door Verb
kara leke çalmak
to blacken Verb
keman çalmak
to play violin Verb
keman çalmak
to fiddle Verb
kendi borusunu çalmak
to toot one's own horn Verb
kendi borusunu çalmak
to blow one's own trumpet Verb
kilise çanlarını çalmak
to fire the church bells Verb
kırağı çalmak
to nip Verb
kırağı çalmak
(frost) to damage a plant Verb
klakson çalmak
to horn Verb
korna çalmak
to horn Verb
korna çalmak
to sound the horn Verb
korna çalmak
to honk Verb
korna çalmak
to honk the horn Verb
kulaktan çalmak
to play by ear Verb
kuvvet zoru ile çalmak
to hijack Verb
malını çalmak
to spoil Verb
malzemeden çalmak
to cut back on materials Verb
müzik çalmak
to perform Verb
müzik çalmak
to touch Verb
notaya bakarak çalmak
to play from music Verb
org çalmak
to play the organ Verb
otomobilin klaksonunu çalmak
to peep Verb
pala çalmak
to grub along Verb
parmaklarla çalmak
to finger Verb
piyano çalmak
to play the piano Verb
renk çalmak
(one colo (u) r) to verge on another Verb
sepet havası çalmak
(slang) (for sb) to be about to be fired Verb
sürekli çene çalmak
to perpetual clatter Verb
tam saatinde çalmak
to strike the hour Verb
tehlike çanları çalmak
to sound a note of alarm Verb
telli müzik aletini parmakla çalmak
to pick Verb
ticari markayı çalmak
to pirate a trademark Verb
vezneden para çalmak
to abstract money from a till Verb
vitrin camı kırıp mal çalmak
to smash and-grap raid Verb
yanlış kapı çalmak
to go to the wrong person or place Verb
yanlış kapı çalmak
to bark up the wrong tree Verb
yeniden çalmak
to replay Verb
yılan gibi ıslık çalmak
to hiss Verb
yüksek sesle çalmak
to clang Verb
yüksek sesle müzik çalmak ya da şarkı söylemek
to belt out Verb
zil çalmak
to ring the bell Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

çalmak
Başkasına âit ... gizlice almak