öteki

Turkish-English Translation

  1. other
  2. Information Technology alternative
  3. that
  4. Information Technology alternate
  5. farther
  6. the other one
  7. the one over there
  8. tother
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

ne bu ne de öteki
betwixt and between
ne bu ne de öteki
neither
öteki ad
alias Information Technology
öteki adaylara oranla çok üstün
clear edge over other candidates
öteki adı
alias
öteki ben
alter ego
öteki birleştirme sırası
alternate collating sequence Information Technology
öteki dünya
kingdom come
öteki dünya
the world beyond
öteki dünya
other world
öteki dünyaya gitmek
to meet your maker Verb
öteki karakter seti
alternate character set Information Technology
öteki kod sayfası
alternate code page Noun, Information Technology
öteki konuklarından daha uzun süre oturmak
to outsit the other guests Verb
öteki sınıflara sağlanan olanakları olmayan sınıflar
underprivileged classes Noun
öteki tarafa geçmek
to pass over Verb
öteki tarafa gitmek
to cross over Verb
öteki tüm reklam yapma yöntemlerinden ayrı olarak
direct advertising
bir firmada öteki ortaklara göre daha aşağı durumdaki a b
junior partner
bir firmada öteki ortaklara göre daha aşağı durumdaki ortak
junior partner
bir firmada öteki ortaklardan daha aşağı düzeydeki ortak
junior partner
bir kıyıdan öteki kıyıya
from shore to shore
bir uçtan öteki uca olan
overall
bütün öteki hususlarda
in all other respects
bütün öteki mülâhazaları önemsiz addetmek
to override all other considerations Verb
bütün öteki nedenler hariç
exclusively of all other causes
çocuğu öteki tarafın kısa bir süre ya da uzun bir süre ziyaret etme hakkı
(visiting access) (staying access)
demiryolunun öteki yanında
cross tracks
dükkânlar gibi oteller ve öteki tesisler
suprastructure
faizini ve öteki masrafların tamamını geri ödeme
payoff
faizini ve öteki masrafların tamamını geri ödeme
paying off
geleneksel opsiyon'un öteki adı
conventional option
iki ülke arasındaki ticaret ve öteki ilişkilerin kuruluşu
ping pong diplomacy
kendi grubunun öteki gruplardan daha üstün olduğu inancı
ethnocentrism
kiracılık hakkı öteki kiracılara geçer
joint tenancy
kredi vermede öteki bankalardan daha özerk olan bankalar
preferred lender banks Noun
lokanta ve öteki tesislerin ön yüzü
front of the house
madalyonun öteki yüzü
the other side of the coin Noun
madenler ve öteki katı hammaddeler
hard commodities Noun
memleketi bir uçtan öteki uca geçmek
to travel across country Verb
modeller ve öteki sanatçılar
talent
pamuk ve öteki belli başlı mallar
staple
sigortası ve öteki masrafları düşüldükten sonra kalan değeri
rateable value
terazinin öteki kefesine koymak
to balance against Verb
yerel gezi ve öteki hizmetler sağlayan şirket
ground operator
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bahsedilen veya benzeyen iki nesne yahut ... yer bakımından uzakta olanı
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.