üreten

Turkish-English Translation

  1. breeder
  2. propagator
  3. syngenetic
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

yasak içki üreten
illicit distiller
zehir üreten
venomous Adjective
üreten fabrika
producing factory
üreten herhangi bir şey
juice
üreten ülke
manufacturing country
altın üreten ülke
gold producing country
ancak ailesine yetecek kadar yiyecek üreten çiftçiler
subsistence farmers Noun
elektrik titreşimleri üreten aygıt
oscillator
enerji üreten yakıtların yetmezliği durumu
energy crisis
ham madde üreten ülke
raw material producing country
hammadde üreten ülke
raw material producing country
matbaa harfi tasarımı yapan ve üreten şirket
c founder
motorlu taşıt üreten şirketlerin hisse senedi ve tahvilleri
motor stocks Noun
petrol üreten ülkeler
oil- producing countries Noun
petrol üreten ülkeler
oil-producing countries Noun
ses üreten elektronik bir aygıt
synthesizer
silah üreten firmaların hisse senetlerine yatırım yapmak
to touch shares of armament firms Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database