üstün

Turkish-English Translation

  1. fine
  2. above
  3. excellent
  4. elegant
  5. overwhelming
  6. distinguished
  7. formidable
  8. prevailing
  9. superior
  10. paramount
  11. predominant
  12. extra
  13. wizard
  14. rousing
  15. transcendental
  16. superlative
  17. unsurpassed
  18. ascendant
  19. egregious
  20. ritzy
  21. topping
  22. four-star
  23. preeminent
  24. transcendent
  25. dominant
  26. nobby
  27. shining
  28. over-
  29. pre eminent
  30. ultra
  31. calibered
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

başkalarından üstün
unequalled
öteki adaylara oranla çok üstün
clear edge over other candidates
rütbece üstün
ranking superior
sıradan ölümlülerden üstün
ubermensch
üstün adam
ubermensch (Alm.)
üstün askeri kuvvetler
superior forces Noun
üstün başarı
(Fr.) eclat
üstün başarı
excellence Noun
üstün başarı ödülü
merit bonus
üstün bilgi
superior knowledge
Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası
Medal of Distinguished Courage and Self-Sacrifice Proper Name, Military
üstün çıkmak
to top Verb
üstün çıkmak
to get the better of Verb
üstün gayret
strenuous effort Noun
üstün gelen ilke
overriding principle
üstün gelen kamuoyu
main opinion
üstün gelmek
to be preponderant Verb
üstün gelmek
to transcend Verb
üstün gelmek
to lick Verb
üstün gelmek
to overbear Verb
üstün gelmek
to overbalance Verb
üstün gelmek
to score off Verb
üstün gelmek
to outdo Verb
üstün gelmek
to conquer Verb
üstün gelmek
to prevail Verb
üstün gelmek
to outrun Verb
üstün gelmek
to come uppermost Verb
üstün güçle saldırmak
to attack with superior forces Verb
üstün güçler
superior forces Noun
üstün hak
paramount title
üstün hak
outstanding title
üstün hak
paramount equity
üstün hak iddiası
superior title
üstün hizmet madalyası
meritorious service medal Noun, Military
üstün hizmetler
eminent services Noun
üstün insan
superman
üstün kabiliyet
genius
üstün kalite
choiceness
üstün kalite
superior quality
üstün kalite
transcendent quality
üstün kalite
of superior quality
üstün kalite
of top quality
üstün kalite
top quality
üstün kalite iş
superior workmanship
üstün kalite mal
superior article
üstün kalite mallar
superior articles Noun
üstün kalite mallar
article of superior quality
üstün kalite mallar
articles of superior quality Noun
üstün kalitesi resmen onaylanmış (ürün
accredited
üstün kılma
subordination Noun
üstün kimse
topper
üstün kişi
superior person
üstün kuvvetlerle saldırmak
to attack with superior forces Verb
üstün makam
superior authority
üstün mevki I
(US) full position
üstün nitelik
quality Noun
üstün nitelikli
deluxe
üstün olma
superiority Noun
üstün olmak
to be prevalent Verb
üstün olmak
to surpass Verb
üstün olmak
to excel Verb
üstün olmak
to hold the whip hand Verb
üstün olmak
to pass beyond Verb
üstün olmak
to overtop Verb
üstün olmak
to predominate Verb
üstün teklif yapmak
to buy over one's head Verb
üstün yetenek
prowess
üstün zekâ
superior intelligence
(Ger) üstün ırk
herrenvolk
başkasından üstün kimse
overlord
becerikli bir manevra ile üstün gelmek
to outmanoeuvre Verb
bir başkasına göre çok üstün nitelikte
streets ahead of
bir şeyde üstün olmak
to shine in sth Verb
bir şeye üstün olmak
to outbalance Verb
bir şirkette bir üstün astına kılavuzluk etmesi ve koruması
mentoring
birinden üstün durumda
to get to windward of sb
birinden üstün teklif yapmak
to bid against sb Verb
birine karşı üstün gelmek
to mop up the floor with sb Verb
birine kesinlikle üstün olmak
to have a decided superiority over sb Verb
birine üstün gelmek
to see off someone Verb
birine üstün olmak
to be an improvement on sb Verb
birine üstün teklif yapmak
to bid against sb Verb
büyük ölçüde uzmanlaşmış ve üstün teknoloji
high-technology
çok üstün kalite
superfine
çok üstün olmak
to knock spots off Verb
çok üstün olmaktan ötürü utandırmak
to put the shame Verb
daha akıllı olup üstün gelmek
to outwit Verb
daha akıllı olup üstün gelmek
to outsmart Verb
daha iyi konuşarak üstün gelmek
to outtalk Verb
daha üstün hukuki istihkak
elder title
değerde üstün olmak
to outvalue Verb
en üstün olan
surpassing
en üstün profesyonel düzeyde tanınmak
to receive top professional recognition Verb
herhangi bir şeyde üstün çıkmak
to outstrip Verb
herkesten üstün olma
supremacy
ileri ölçüde uzmanlaşmış ve üstün teknoloji
high-technology
işini üstün bir başarıyla yapmak
to do one's work with distinction Verb
kamu yararını parti menfaatine üstün tutmak
to put public interest before party Verb
kendi çıkarlarını halkın çıkarlarından üstün tutan küçük
little group of wilful men
kendi grubunun öteki gruplardan daha üstün olduğu inancı
ethnocentrism
kendi üstün gücünü başkaları üzerinde kötüye kullanmak
to kick around Verb
kendini üstün görmek
to think oneself superior Verb
kendini üstün gösteren
pretentious Adjective
mesleğinde en üstün olarak tanınmış olmak
to receive top professional recognition Verb
muharebe alanında üstün kalmak
to hold the field Verb
mükemmelliğin en üstün derecesi
pink of perfection
ödenen fiyattan üstün değerde olan bir malı ele geçirme
fortunate acquisition
rakibinden üstün olmak
to outmatch Verb
rütbece üstün olmak
to outrank Verb
rütbece üstün olmak
to be superior in rank Verb
sayıca üstün olmak
to have the advantage of (in) numbers Verb
sayıca üstün olmak
to be superior in numbers Verb
seçimde üstün gelmek
to outpoll Verb
sınavda en üstün başarı derecesi
summa cum laude
uzmanların daha üstün bilgi sine başvurmak
to have recourse to the superior knowledge of specialists Verb
uzmanların daha üstün bilgisine başvurmak
to have recourse to the superior knowledge of specialists Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Arap ve Osmanlı alfabesinde, üstüne konduğu ... şeklinde gösterilen hareke, fetha
  2. Benzerlerine göre daha yüksek derece ve ... bakımından onların üstünde olan
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.