şüphe

Turkish-English Translation

  1. Noun suspicion
  2. Noun question
  3. doubt
  4. uncertainty
  5. suspicion
  6. query
  7. hesitation
  8. discredit
  9. misgiving
  10. distrust
  11. qualm
  12. Noun incredulity
  13. quandary
  14. mistrust
  15. humph
  16. peradventure
  17. incertitude
  18. scepticism skepticism
  19. dubitation
  20. Noun, Cinema Disturbia
  21. distrustfulness
  22. irresoluteness
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

şüpheli
suspect Noun, Law
makul şüphe
reasonable suspicion Noun, Law
şüphe altında
under a cloud
şüphe altında
under suspicion
şüphe altında olmaktan kurtulmak
to be clear of suspicion Verb
şüphe altında olmayan
unsuspected
şüphe altında olmayan
in the clear
şüphe altındaki bir hırsızı izlemek
to dog a suspected thief Verb
şüphe çekici
suspect Adjective
şüphe duyan
dubious Adjective
şüphe duyduğunu bildirmek
to express doubts Verb
şüphe duyduğunu ifade etmek
to express doubts Verb
şüphe duyma
impeachment Noun
şüphe duymak
to wonder Verb
şüphe edilmez
unquestioning
şüphe etmek
to wonder Verb
şüphe etmek
to doubt Verb
şüphe etmek
to question Verb
şüphe etmemek
to make no doubt Verb
şüphe göstermek
to raise doubt Verb
şüphe götürmeyecek şekilde kanıtlamak
to prove beyond doubt Verb
şüphe götürmez
unquestionable
şüphe götürmez mülkiyet
clear title of record
şüphe götürmez mülkiyet
clear title by record
şüphe götürür
questionable
şüphe götürür
open to question
şüphe götürür iddia
questionable assertion
şüphe götürür olma
with a grain of salt
şüphe götürür talep
bad claim
şüphe halinde
in case of doubt
şüphe içinde
hesitant
şüphe ile
with a grain of salt
şüphe konusu edilebilecek bir saik
impeachable motive
şüphe konusu edilebilecek bir sözleşme
impeachable contract
şüphe konusu olmamak
to be above suspicion Verb
şüphe tohumları atmak
to plant suspicion Verb
şüphe uyandıracak durumlar
suspicious circumstances Noun
şüphe uyandıracak tip
suspicious character
şüphe uyandıran
suspicious Adjective
şüphe uyandıran
suspect Adjective
şüphe uyandırıcı
suspicious Adjective
şüphe uyandırıcı
suspect Adjective
şüphe uyandırma
impeachment Noun
şüphe uyandırmak
to cut a feather Verb
şüphe uyandırmak
to call into question Verb
şüphe uyandırmak
to raise doubts Verb
şüphe uyandırmayan
above suspicion
şüphe üzerine tutuklamak
to arrest on suspicion Verb
şüphe ve zannı mucip olan olay
suspicious fact
şüphe ve zannı mucip olay
suspicious fact
şüphe yaratmak
to raise doubts Verb
şüphe yok ki
clearly Adverb
şüphe yok ki
certainly Adverb
... hakkında şüphe uyandırmak
to cast doubt on ... Verb
bir evrakın geçerliğini şüphe konusu yapmak
to dispute the validity of a document Verb
bir raporun gerçekliğinden şüphe etmek
to doubt the truth of a report Verb
bir şeyi şüphe konusu etmek
to cost doubts upon sth Verb
bir şeyi şüphe konusu yapmak
to call in question Verb
bir şeyin değerini şüphe konusu yapmak
to question the value of sth Verb
bir tanığın ifadesine şüphe düşürmek
to discredit the evidence of a witness Verb
bir tanıklığı şüphe konusu yapmak
to impeach an evidence Verb
birinde bir şey hakkında şüphe bırakmamak
to leave someone in no doubt about sth Verb
birinden şüphe etmek
to be suspicious of someone Verb
birini şüphe altından kurtarmak
to screen someone from suspicion Verb
birinin dürüstlüğünden şüphe etmek
to question sb's veracity Verb
birinin gerçeklerini şüphe konusu yapmak
to impeach sb's motives Verb
birinin yeteneklerinden şüphe etmek
to doubt sb's abilities Verb
birşey hakkında şüphe uyandırmak
to cast doubt on something Verb
birşeyden şüphe edilmesini sağlamak
to cast doubt on something Verb
birşeyden şüphe etmek
to be suspicious of something Verb
birşeye şüphe düşürmek
to cast doubt on something Verb
birşeyin gerçekliğine şüphe düşürmek
to cast doubt on something Verb
-e şüphe yoktur
there is no doubt that ...
hiç şüphe yok ki
beyond any doubt Adverb
Hiç şüphe yok ki, ...
There can be no doubt that ...
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir hususla ilgili gerçek veya doğrunun ... engelleyen tereddüt, kuşku, şek
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.