(yetki/salâhiyet/güç/kudret simgesi olarak) kılıç.
Noun
askerî kuvvet, silah.
Noun
birine kılıç çekmek birinin dikkatini bir şeye çekmek
Verb
resmî elbise ile takılan kılıç.
suçu üstlenerek istifa etmek
Verb
(savaşta) yakıp yıkma, kılıçtan geçirme, katliam.
bir memleketi kırıp geçirmek
Verb
kılıcını kınına koymak, savaşa son vermek.
eskrimde kullanılan ufak kılıç.
kılıç oyunu,
sword dancer: kılıç oyuncusu
kılıç yapraklı eğrelti otu
(Nephrolepis exaltata).
kılıç otu, yaprakları kılıç gibi sivri birkaç çeşit ot.
kılıç kurdelesi, süs vb. için kılıcın kabzasına bağlanan kurdele.
Demoklesin kılıcı, sürekli tehdit, her an mevcut olan tehlike.
kılıcını kınından çıkarmak
Verb