kütle. 
 Einstein studied the relation of energy and mass.  mass number: kütle sayısı.  
mass  spectrograph: kütle izgeçizeri. 
 mass spectrum: kütle izgesi. 
 mass unit: kütle birimi.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yığın, küme. 
 a mass of sand. The ship cut its way slowly through masses of ice.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parça, topak, yumak. 
 a mass of dough: hamur yumağı.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        demet. 
 a mass of flowers.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kalabalık, topluluk, toplum, sürü. 
 people in the mass: genellikle halk, toplum.  
a mass of people: 
 büyük kalabalık. 
 A mass of people jammed into the arena: Alanda büyük bir kalabalık toplandı. 
 There are masses of people in here: Burada bir sürü insan var.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çoğunluk, ekseriyet, büyük kısım, kısmı küllî. 
 the great mass of the people: halkın çoğunluğu. 
 
 The mass of public opinion is in favor of no-fault auto insurance.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        toplumsal, kütlesel, çoğunluğu kapsayan/ilgilendiren, yaygın, kapsamlı, şümullü. 
 mass hysteria. a  mass meeting. mass culture. a book designed for a mass market. mass education.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                         in the mass ile ayni anlama gelir. toptan, toplu(ca), kütle/sürü halinde, toplu olarak, yığın 
 yığın, küme küme. 
 mass production. 
 mass attack: toplu saldırı. 
 mass executions: toptan idamlar. 
 mass rising: bütün halkın ayaklanması.
                        
                        
                     
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        alelâde, halktan, avama mensup. 
 mass man.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        topla(n)mak, yığ(ıl)mak, bir araya gelmek/getirmek, kümele(n)mek.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        âyin, Katolik kiliselerinde ekmek ve şarabın takdisi âyini (Aşai Rabbani). 
 high Mass: müzikli 
 tam âyin. 
 low Mass: müziksiz âyin. 
 black Mass: (a) ölüler için yapılan âyin, (b) küfür ile icra edilmiş Aşai Rabbani âyini, (c) şeytana tapmak için düzenlenen âyin.
                        
Noun                        
                     
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        aktif kütle
                        
Noun, Physics                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hava kütlesi: geniş bir bölgeyi kaplayan ve yatay düzlemde özellikleri üniform olan hava tabakası.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        öğeciksel kütle, atom kütlesi: bir elemanın yerdeşinin öğeciksel kütle birimine göre hesaplanan kütlesi. 
 
 atomic mass unit: öğeciksel kütle birimi: karbon atomunun en bol bulunan yerdeşi kütlesinin 1/12.000'ine eşit olarak seçilmiş kütle birimi (≈ 1.6605x10-27 kg).
                        
Noun                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        atom kütlesi
                        
Noun, Engineering                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        atomik kütle birimi
                        
Noun, Chemistry                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        dengeleme kütlesi
                        
Noun, Transport                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (papazların kara cübbe giydikleri) ölülerin ruhuna dua âyini.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        dinsizler âyini: dinsizlerin Hristiyanlıkla alay için yaptıkları âyin.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kütle özeği/merkezi.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        dönüşül kütle: kendi kendine bir zincir tepkileşimi sürdürmeye yeterli ışımetkin özdek tutarı.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        halk âyini, dinî müzik yerine halk müziği ile yapılan âyin.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (Katolik kiliselerinde) büyük âyin.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kafasında bir sürü ayrıntı tutmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                         mass ile ayni anlama gelir. toptan, toplu(ca), kütle/sürü halinde, toplu olarak, yığın yığın, 
 küme küme. 
 mass production. 
 mass attack: toplu saldırı. 
 mass executions: toptan idamlar. 
 mass rising: bütün halkın ayaklanması.
                        
                        
                     
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        özdek korunumu yasası, kütle sakımı kanunu.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kütlenin korunumu kanunu
                        
Noun, Physics                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kütleler etki yasası: “Bir kimyasal tepkimede ürünlerin etkin kütleleri çarpımının, tepkenlerin etkin 
 kütleleri çarpımına oranı sabittir.”
                        
Noun                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        eli silah tutan herkesin askere alınması
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        basit/sade âyin: müziksiz ve korosuz kilise âyini. High Mass
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitlesel hareket
                        
Noun, Politics-Intl. Relations                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitleye hitap eden reklam
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitlelere karşı takınılan tavır
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        toplu tutuklama
                        
Noun, Politics-Intl. Relations                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yığınların okuduğu gazete
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitle iletişimi
                        
Noun, Communication                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kütle eksiği: bir atom çekirdeği kütlesi ile onu oluşturan çekinciklerin kütleleri toplamı arasındaki 
 fark (çekirdeğin oluşumu esnasında açığa çıkan enerjiyi belirler). binding energy
                        
                        
                     
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitlesel gösteri
                        
Noun, Politics-Intl. Relations                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yığınların ülkeden çıkartılması
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        toplu halde sınırdışı etme
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir maldan büyük miktarda alındığında yapılan iskonto
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        toplu işten çıkarmalar
                        
Noun                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yaygın eğitim
                        
Noun, Education-Training                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        toplu işçi çıkarma
                        
Noun, Management                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        toplu işten çıkarma
                        
Noun, Management                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        genel okura hitap eden dergi
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tümduyurum, kitle iletişim, toplu haber yayma araçları.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        toplu haber araçları (gazete, radyo, TV).
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitlesel mecralar
                        
Noun, Advertising                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitle iletişim araçları
                        
Noun, Advertising                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitlesel medya
                        
Noun, Sociology                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitle iletişim araçları
                        
Noun, Communication                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitle medyası (insanların büyük çoğunluğunun ilgisini çeken iletişim medyası
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        genel toplantı: çoğunlukla siyasal tartışma amaciyle yapılan halka açık toplantı.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        her cins malın satıldığı büyük perakendeci mağazası
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        toplu göç
                        
Noun, Politics-Intl. Relations                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitlesel göç
                        
Noun, Politics-Intl. Relations                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        seri tadilat
                        
Noun, Transport                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tüm devinim, kütle hareketi, toplu hareket, büyük bir topluluğun taşınması/yer değiştirmesi, geniş ölçüde 
 havadan taşıma. 
 mass movement of troops: büyük askerî birliklerin havadan taşınması.
                        
Noun                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kütle/toplum/halk hareketi/girişimi: mevcut toplumsal, ekonomik ve siyasal kurumları değiştirmek için 
 avam tabakasının giriştiği kapsamlı hareket.
                        
Noun, Sociology                        
                     
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kütlesel ad: sonsuz parçalara bölünebilen cisimlerle soyut kavramlara verilen ad: 
 water, air, happiness  gibi. İngilizcede bu adlar 
 indefinite article (
 
 a, an) almazlar ve çoğul yapılamazlar. count noun
                        
Noun                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kütle sayısı: (a) bir öğecik çekirdeğinin çekincik sayısı, (b) bir öğecik çekirdeği yerdeşinin öğecikler 
 kütlesine en yakın tüm sayı.
                        
Noun                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kütle numarası
                        
Noun, Biology                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (Br) toplu haldeki halkın kamuoyunu elde etmek için yapılan araştırma
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çıplak şasi kütlesi
                        
Noun, Transport                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitle partisi
                        
Noun, Politics-Intl. Relations                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        toplu halde grev gözcülüğü yapma
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        toplu halde grev gözcülüğü
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        büyük grev gözcülüğü seferberliği
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tüm-üretim, toptan üretim/istihsal, seri imalât, malların makine ile çok sayıda üretimi.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        seri imalat
                        
Noun, Textile Industry                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        seri üretim süreci ile üretilmiş otomobil
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        seri üretim yapan kuruluş
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitlesel eylem
                        
Noun, Politics-Intl. Relations                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yığınların gösterdiği tepki
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yüksek uzmanlık ve düzeysel insan ilişkileriyle belirlenen çağdaş kentsel alan toplumunun durumu
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitle toplumu
                        
Noun, Sociology                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kütlesel izgeölçer: bir maddeyi iyonlaştırıp magnetik/elektrik alana maruz bırakarak zerreciklerin sapma 
 derecesinden bileşenlerini tanımlayan alet.
                        
Noun                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kütle izgegözler: elektrikle yüklü zerreciklerin kütlelerini ölçmekte kullanılan alet.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kütle izgesi: elektrikle yüklü zerreciklerin kütlelerine ve kütlelerinin yüklerine oranına göre sıralanmış izgeleri.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yığın bellek
                        
Information Technology                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        toplu intihar
                        
Noun, Religion-Faith                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitle turizmi
                        
Noun, Tourism                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        en az serüveni ve yolculuk sırasında her şeyde alıştığını yeğleyen turist tipi
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitlesel işsizlik
                        
Noun, Economics                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        azami toplam kütle
                        
Noun, Transport                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        duruk kütle: görelilik kuramında devinen bir gözlemciye göre devinimsiz bir cismin kütlesi (Cisim hızlandıkça kütlesi artar).
                        
Noun                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        teknik açıdan izin verilen azami yüklü kütle
                        
Noun, Transport                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çekilebilir kütle
                        
Noun, Transport                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yüksüz kütle
                        
Noun, Transport                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitle imha silahları
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        toplu yok etme silahları
                        
Noun