dinî/vicdanî inançlarına aykırı olduğunu ileri sürerek askerlik hizmeti yapmayı reddeden.
Ey! Ya! (Resmî hitapta veya Tanrıya yalvarışta kullanılır)
O Turkish Youth!: Ey Türk Gençliği!
O Lord! Ya İlâhi! Ey Ulu Tanrı!
Exclamation
hayret ve şaşkınlık ifade eder:
O dear! NOT: Ünlem olarak
O yerine bazen
Oh kullanılırsa da doğrudan doğruya hitapta genellikle kabul edilen şekil
O dur.
O daima büyük harfle yazılır ve hemen arkasından ünlem işareti konmaz.
Oh ise yalnız tümce başında iken büyük harfle yazılır ve hemen arkasından ünlem işareti veya virgül konur:
Oh! How could you?
Exclamation
zikredilen eserde.
Latince: opere citato.
omissions excepted
Commerce
tamam, doğru, iyi, geçerli, makbul, şayanı kabul, uygun, münasip, yolunda, peki, pek âlâ.
O.K., I'll get it for you: Peki, onu sana alırım.
Everything is O.K.: Her şey yolunda.
The new schedule is O.K.: Yeni program uygundur.
That car goes O.K. now: O araba şimdi iyi işliyor.
onaylamak, tasdik etmek, “peki” demek, uygun/münasip/doğru bulmak.
izin, müsaade, onay, rıza, muvafakat, kabul, tasdik.
peki! olur! oldu! hayhay! kabul! tamam!
Exclamation
(
owner's risk) zarar/ziyan sahibine ait.
Commerce
Old School/Old Series/Old Style.
izinsiz görevden ayrılan kimse.
yönetim kurulu üyeleri ve yöneticiler için sorumluluk sigortası
Noun
G/Ç
Information Technology
Giriş/Çıkış
Information Technology
küçük küçük parçalar halinde
(US) içi oyulmuş ve bir yanına insan yüzü şekli verilmiş balkabağı
bazı isimlerin başına gelen edat,
o'clock gibi.
Adposition
“-li, … özelliğinde, … ile ilgili”: (a) sıfat ve isimlerin argo şeklini oluşturur:
cheapo, freako gibi, (b) sıfatlardan argo isimler yapar:
weirdo, sicko gibi. (c) takdir, tasvip vb. bildiren sözcükleri kuvvetlendirmek için sonlarına takılır:
cheerio, righto gibi
Suffix
iki sözcüğü ekleyip bileşik sözcük yapar:
dunkometer, elastometer gibi.
“oğlu”: bazı İrlandalı şahıs adlarının başına gelir:
O'Brian, O'Connor gibi.
Prefix
Hey gidi günler hey! Ne günlere kaldık! Nerede o eski günler, eski âdetler!
İngilizce alfabenin 15'inci harfi.
Noun
saat (günün saatini/zamanını belirtir).
What time is it? It's 9 o'clock.
Adverb
yön/doğrultu belirtmekte açı yerine kullanılır. Gözlemcinin bakış yönü 12 farzedilir.
Enemy aircraft were approachin at 6 o'clock. NOT:
o'clock sözcüğü tam saatleri ifadede kullanılır. Saatle beraber dakika söylenirken kullanılmaz:
5 o'clock: saat 5 (tam).
half past 5: saat 5 buçuk.
10 past 8: sekizi on geçiyor.
Adverb
uluslararası posta cevap kuponu
uluslararası kara taşıt trafik işaretleri
Noun
uluslararası kara trafiği
Uluslararası Sağlık Kuralları
Noun
uluslararası menkul değerler
Noun
Uluslararası Gemicilik Federasyonu
(US) uluslararası standartlar
Noun
(US) uluslararası işlem gören menkul değerler
Noun
devletler hukuku tahtında
. = very old (viski ve konyak için kullanılır).