acı

Turkish-English Translation

  1. Adjective bitter
  2. Adjective hot
  3. Adjective cutting
  4. Adjective acerb
  5. Adjective biting
  6. Adjective keen
  7. Adjective incisive
  8. Adjective acerbic
  9. Adjective pungent
  10. Adjective sour
  11. Adjective sharp
  12. Adjective acrid
  13. Adjective vitriolic
  14. Adjective piercing
  15. Adjective tart
  16. Adjective mordacious
  17. Adjective nipping
  18. Adjective severest
  19. Adjective acrimonious
  20. Adjective hard
  21. Adjective harsh
  22. Adjective trenchant
  23. Adjective severer
  24. Adjective smart
  25. Adjective scathing
  26. Adjective severe
  27. Adjective austere
  28. Adjective stinging
  29. Adjective acid
  30. Adjective nippy
  31. Adjective rank
  32. Adjective grievous
  33. Adjective cruel
  34. Adjective shrill
  35. Adjective peppery
  36. Adjective mordant
  37. Adjective penetrating
  38. Adjective sorrowful
  39. Adjective ill
  40. Adjective sad
  41. Adjective lamentable
  42. Adjective sorry
  43. Adjective poignant
  44. Adjective painful
  45. Adjective spicy
  46. Adjective caustic
  47. Adjective acute
  48. Adjective distressing
  49. Adjective tragic
  50. Adjective grivous
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

acı sona çok yakın olmak
to circle the drain Verb, Idioms
(biber vb) acı
hot
(sesler) acı
shrill
(su) acı
hard
ani acı
like a scalled cat
fiziksel acı
physical pain Noun
manevi acı
mental anguish
manevi acı
emotional pain Noun
acı acı
bitterly Adverb
acı acı bağırma
hard-rending cry
acı acı bağırmak
to squawk Verb
acı acı bağırmak
to shriek Verb
acı acı haykırmak
to scream Verb
acı alay
bitter irony
acı alay
irony
acı badem
bitter almond
acı baharat salçası ile yemek pişirmek
to curry Verb
acı biber
hot pepper Noun, Food-Kitchen
acı biber
cayenne pepper Noun, Food-Kitchen
acı biber
chilli Noun, Food-Kitchen
acı biber
chili pepper Noun, Food-Kitchen
acı biber
chile pepper Noun, Food-Kitchen
acı bir darbe yemek
to get it in the neck Verb
acı bir ifade
a sad expression
acı bir kaza
an unfortunate accident
acı bir olay
a sad event
acı bir tat vermek
to bitter Verb
acı çeken kimse
sufferer
acı çekiyormuş izlenimi uyandırmak
to produce a painful expression Verb
acı çekme
affliction
acı çekmek
to sustain Verb
acı çekmek
to suffer Verb
acı çekmek
(to) suffer Verb
acı çektirmek
to torture Verb
acı çektirmeyen
merciful
acı dolu
painful Adjective
acı duygular uyandırmak
to embitter Verb
acı duyma korkusu
odynophobia
acı duymak
to feel pain Verb
acı duymak
to be in pain Verb
acı duymak
(fig) to be greatly distressed about sth Verb
acı duymama
analgesia
acı eleştiri
a sharp criticism
acı eleştirilerle incitmek
to scorch Verb
acı gerçek
grim truth
acı gerçek
the grim truth
acı gerçek
bitter truth
acı gerçek
grim reality
acı gerçekler
hard facts Noun
acı gerçekler
cold facts Noun
acı göl
salt lake
acı görmüş
gone through suffering
acı gülümseme
wry smile
acı haber
grave news
acı hatıra
painful memory
acı ilaç
bitter medicine
acı ilaç
bitter pill Noun
acı ilaç içmek zorunda kalmak
to eat crow Verb
acı kahve
coffee without sugar
acı konuşmak
to tell the painful truth unsparingly Verb
acı konuşmak
to speak in an offensive manner Verb
acı kuvvet
deadly force
acı marul
poisonous lettuce Noun, Plant Species
acı marul
opium lettuce Noun, Plant Species
acı marul
wild lettuce Noun, Plant Species
acı marul
tall lettuce Noun, Plant Species
acı marul
rakutu-karyumu-so Noun, Plant Species
acı marul
great lettuce Noun, Plant Species
acı marul
Lactuca virosa Noun, Plant Species
acı marul
bitter lettuce Noun, Plant Species
acı rekabet
keen competition
acı renk
lurid colour
acı şekilde idrak etmek
to come home Verb
acı şikâyet
bitter complaint
acı soğuk
biting cold
acı son
bitter end
acı söz veya eleştiri
scorcher
acı sözler
bitter words Noun
acı sözler
sharp words Noun
acı sözler
words with a sting (in them Noun
acı sözler
acrimonious words Noun
acı sözler söyleme
salt speech
acı su
undrinkable water
acı su
raw water
acı su
brackish water
acı tat
piquant flavour
acı tatlı
bitter and sweet
acı tecrübe ile öğrenmek
to learn it the hard way Verb
acı ve eziyete sabırla katlanmak
to take up one's cross Verb
acı ve ince ses
squawk
acı ve keskin konuşma
trenchant speech
acı ve tiz sesle bağırmak
to shrill Verb
acı veren
painful
acı veren
grievous Adjective
acı veren
smart
acı veren
sticky
acı veren şey
wormwood
acı verici şekilde
painfully Adverb
acı vermek
to gnaw Verb
acı vermek
to scourge Verb
acı vermek
to distress Verb
acı vermek
to dish it out Verb
acı yemiş
cranberry Noun, Plant Species
(köpekler) acı acı havlamak
to yelp Verb
(köpekler) acı acı havlayış
yelp
(şiddetli ve ani acı duyma ifadesi) Ah
ouch
ağzı acı olmak
to have a bitter taste in the mouth Verb
benden kuşkulanılması acı geldi
it was painful for me to be suspected
birine acı çektirmek
to stick it to someone Verb
birine çok acı vermek
to cut someone to the heart Verb
birlikte acı çeken kişi
fellow sufferer
büyük acı çektirmek
to martyr Verb
dost acı söyler
true friend tells the painful truth unsparingly Noun
fildişi kule (yaşamın acı gerçeklerinden kendini soyutlama
ivory tower
güneş yanığından acı çeken
sunburnt sunburned
hayatın acı ve tatlı tarafları
sweet and sours of life Noun
hayatın tatlı tarafları yanında acı taraflarına da katlanmak
to take the rough with the smooth Verb
hayvanları acı çekmeden öldürme aleti
humane killer
kırmızı acı biber
red chili pepper Noun, Food-Kitchen
tadı hem acı hem de tatlı olan
bitter sweet
üzerine dokununca acı veren nokta
sore point
vücuduna acı vermek
to afflict Verb
açı
angle Noun
açı
aspect Noun
açı
point of view Noun
açı
perspective Noun
açı
outlook Noun
açı
view Noun
açı
respect Noun
açı
corner Noun
açı avansı
angular advance
açı burulması
angular displacement
açı çıkışı
angular lead
açı dakikası
angular minute Noun
açı masdarı
angular gauge
açı masdarı
angular gage
açı ölçüsü
angular measure
açı ortayı
bisector
açı uzaklığı
angular distance
açı vermek
to angle Verb
açı yarıçapı
angular radius
bitişik açı
adjacent angle
dik açı
right angle
ekonomik açı
economic angle
iç açı
internal angle
katı açı
solid angle
ölü açı
unseen ground
ölü açı
dead angle
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Tadı ağızda yakıcı bir etki bırakan, ... duygulardan tatlının karşıtı olan
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

açı
İki doğrunun ... açıklığı, zâviye