aggravated

  1. Adjective, Law ağırlaştırılmış
  2. Adjective, Law nitelikli
  3. ağırlaşmış
  4. kötüleşmiş
  5. şiddetlenmiş
mevsuf tecavüz
utanç verici saldırı
utanç verici tecavüz
ağırlaştırıcı sebepler taşıyan saldırı
tehlikeli bir silahla yapılan taarruz
kadın ve çocuklara karşı işlenen edepsizce
tehlikeli veya öldürücü bir silahla yapılan saldırı
ağır cezayı gerektiren taarruz
ağır cezayı gerektiren mevsuf tecavüz
ağır cezayı gerektiren müessir fiil
suçu veya cezayı ağırlaştırıcı sebepler Noun
şeref ve haysiyetine karşı hareket gibi haksız fiillerde bulunarak davacıyı alçalttığında vazolunan ağırlaştırılmış tazminat
özellikle saldırı
davalının davranışı veya şartları ağırlaştırılmış tazminat
bir şahsın şahsi hürriyetinin gayri kanuni olarak sınırlanması
nitelikli zimmet Noun, Law
nitelikli dolandırıcılık Noun, Law
ağır cezayı icap ettiren sirkat
ağır hırsızlık suçu
nitelikli hırsızlık Noun, Law
ağır cezayı icap ettiren hırsızlık
ağırlaştırılmış ömür boyu hapis Noun, Criminal Law
ağırlaştırılmış müebbet Noun, Law
nitelikli yağma Noun, Law
artan risk
suçu ağırlaştırıcı bir sebep içeren soygun
ağırlaştırılmış ceza Noun, Law
nitelikli cinsel saldırı Noun, Law
ağır hırsızlık suçu
nitelikli hırsızlık Noun, Law
ağırlaşmış işkence Noun, Law
cinayet suçlamasını ağır tecavüz suçuna indirmek Verb