agree with

  1. uymak, benzemek.
    The play does not agree with the book: Temsil, asıl kitabına benzemiyor.
  2. uygun olmak, iyi gelmek.
    This climate does not agree with me: Bu iklim bana iyi gelmiyor (dokunuyor).
antant kalmak Verb
bir konuda biriyle anlaşmak Verb
katılmak Verb
biriyle aynı fikirde olmak Verb
aynı fikirde olmak Verb
biri ile fikren uyuşmak Verb
birinin görüş üyle uyuşmak Verb
birinin görüşüyle uyuşmak Verb
biriyle bir konuda anlaşmak Verb
biriyle bir konuda aynı görüşü paylaşmak Verb
biriyle bir konuda uzlaşmaya varmak Verb
biriyle bir konuda uzlaşmak Verb
bir konuda birine katılmak Verb
biriyle bir konuda anlaşmaya varmak Verb
biriyle bir konuda aynı fikirde olmak Verb
birşeye göre çekilmek Verb, Linguistics
birşeye uyum sağlamak Verb, Linguistics
birşeye göre çekimlenmek Verb, Linguistics
birşeye inanmak Verb
birşeyin doğru olduğunu düşünmek Verb
birşeyi haklı bulmak Verb
birşeye katılmak Verb
Tam aynı fikirdeyim. Sentence
Kesinlikle katılıyorum. Sentence
Kelimesi kelimesine katılıyorum. Sentence
Aynen katılıyorum. Sentence
Kesinlikle aynı fikirdeyim. Sentence
Kesinlikle katılıyorum. Sentence
Kelimesi kelimesine katılıyorum. Sentence
Tam aynı fikirdeyim. Sentence
Aynen katılıyorum. Sentence
Kesinlikle aynı fikirdeyim. Sentence
Aynen katılıyorum. Sentence
Kesinlikle aynı fikirdeyim. Sentence
Kesinlikle katılıyorum. Sentence
Tam aynı fikirdeyim. Sentence
Kelimesi kelimesine katılıyorum. Sentence
birini rahatsız etmek Verb, Food-Kitchen
birinin midesine dokunmak Verb, Food-Kitchen
birine dokunmak Verb, Food-Kitchen
birini hasta etmek Verb, Food-Kitchen
Soğan bana dokunuyor.
tetabuk etmek Verb
bir planı bazı şartlarla kabul etmek Verb
Aynen katılıyorum. Sentence
Kesinlikle aynı fikirdeyim. Sentence
Kelimesi kelimesine katılıyorum. Sentence
Kesinlikle katılıyorum. Sentence
Tam aynı fikirdeyim. Sentence