alım

Turkish-English Translation

  1. purchase
  2. taking
  3. buying
  4. attractiveness
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(borsa) vadeli alım
time purchase
akseptans karşılığı alım
purchase for acceptance
asgari alım
minimum purchase
büyük miktar alım
volume purchase
büyük miktar satın alım
quantity purchase
direkt alım
direct purchase
düzmece alım
feigned purchase
fiktif alım
proforma purchase
ilk alım
original purchase
işe alım
hiring Management
kesin alım
outright purchase Noun, Banking
komisyon lu alım
purchase on commission
komisyonlu alım
purchase on commission
kredili alım
purchase on credit
panik alım
scare buying
peşin alım
ready money purchase
peşin alım
purchase for cash
peşin ödeme ile yapılan alım
spot purchase
sahte alım
sham purchase
şartlı alım
conditional purchase
şartlı alım
purchase on condition
şartlı satın alım
executory purchase
taksitli alım
instalment buying Noun
ticari alım
trade purchase
toplam alım
purchase in bulk
toplu alım
group buying
toptan alım
volume buying
toptan alım
bulk purchase
toptan alım
purchase in bulk
vadeli alım
purchase for the settlement
vadeli alım
purchase for settlement
vadeli alım
forward purchase
vadeli alım
forward s purchase
yerli alım
home purchase
zor alım
confiscation Noun
alım (satım) emri vermek
to give a buying (selling) order Verb
alım belgesi
purchase voucher
alım bütçesi
purchase budget
alım değeri
purchase value
alım emri
purchase order
alım emri
buy order Noun, Banking
alım fiyatı
purchase fas
alım fiyatı
purchase price
alım fiyatı
sterling cost
alım fiyatı
original price
alım gücü
purchasing power
alım gücü
affordability Noun
alım gücü değeri
purchasing value
alım gücü fazlası
excessive purchasing power
alım hâsılatı
purchase proceeds
alım karteli
buying cartel Noun, Competition Law
alım kontenjanı
buying quota
alım kooperatif bürosu
cooperative buying office Noun
alım kooperatifi
cooperative association
alım kooperatifi
(US) cooperative association
alım kotası
buying quota Noun
alım kotası
purchase quota Noun
alım opsiyonu
call option
alım opsiyonu
option of purchase
alım satım
trade
alım satım
business
alım satım
commerce
alım satım
purchase and sale
alım satım bölgesi
area of destination
alım satım ile uğraşan şirketler
trading corporation
alım satım sözleşmesinin yapılması
completion of sale and purchase
alım satım yapanların iş gördükleri alan
pitch
alım satım yapmak
to trade Verb, Commerce
alım satımı az piyasa
scanty market
alım satımı yapılan menkul değerler
convertible securities Noun
alım satımını yapmak
to handle Verb
alım sinyali
buy signal Noun, Banking
alım siparişi vermek
to give a buying order Verb
alım taahhüdü
purchase commitment
alım talebi
purchase requisition
alım ve satım ile uğraşan şirketler
trading corporations Noun
alım vergisi
(Br) purchase tax
alım vergisi
purchase tax
alım yerindeki fiyat
price loco
(borsa) serbest piyasa alım satımı
unofficial dealings
(borsa) telefonla hisse senedi alım satımı
telephone trade
(borsa) telefonla yapılan alım satım işi
telephone trade
(Borsa) vadeli alım satım
forward s dealing
(borsada) serbest alım satım işlemi
unofficial business
(menkul değerler) her an alım satımı yapılabilmek
to constitute a good delivery Verb
acele yapılan alım satımlarda elde edilen kâr
scalp
aleni hisse alım teklifi
tender offer Noun, Banking
aleni pay alım teklifi
tender offer Noun, Banking
arazi alım satımı
land deal
arazi alım satımıyla uğraşan emlakçilik şirketi
land company
bagaj alım konveyörü
baggage carousel Noun, Transport
bir alım satımda aracılık etmek
to negotiate a transaction Verb
bir alım yapmak
to make a purchase Verb
borsa alım satım muamelesi makbuzu
broker's ticket
borsa dışı alım satım
off-board trading
borsa dışı menkul değerler alım satım işi
over-the-counter business
borsa dışında senet alım satımı
over- the-counter business (trade)
borsa spekülatörlerinin borsada yaptığı alım işlemleri
bull transaction Noun
borsada alım satım
to be a blank
borsada alım satım işlemleri
transactions at the stock exchange Noun
borsada alım satım yapılan alan
ring
borsada alım satımı yapılan değerler
stock securities Noun
borsada alım satımı yapılmak
to be dealt in on the stock exchange Verb
borsada hisse senedi alım satımında bulunan komisyoncu
stock jobber
borsada serbest alım satım ticareti
over-the counter- trading
borsadaki alım satım işlemleri
transactions at the stock exchange Noun
büyük miktarda alım satım yapmak
to buy and sell on a large scale Verb
büyük miktarlarda alım satım yapmak
to buy and sell on a large scale Verb
değişik fiyat üzerinden yapılan borsa alım satımı
split transaction
döviz alım satım bürosu
exchange board Noun
döviz alım satımı
foreign exchange transaction
döviz alım satımı yapan sarraf
money dealer
döviz alım ve satımı yapan gişe
foreign exchange desk
döviz alım ve satımı yapılan gişe
foreign exchange desk
döviz efektif alım satım hesabı
foreign exchange selling account
döviz peşin alım satımı
spot exchange transaction
emlak alım satım vergisi
real estate transfer tax
emlak alım satımı
transfer fee
emlak alım vergisi
real estate purchase tax
emtia alım bütçesi
merchandise budget
emtia alım satım şubesi
merchandise department Noun
emtia alım satımı
merchandising operation
emtia alım satımı ile uğraşan borsa
commodity exchange
ertesi alım satım gününde tamamlanacak olan işlem
cash deal
fazla alım satımı olmayan senetler
inactive securities Noun
gayri menkul alım sözleşmesinin imzalanması
real estate closing
gayrimenkul alım satım formalitelerinin tamamlanması
real estate closing
gayrimenkul alım sözleşmesinin imzalanması
real-estate closing
hava taşıtları alım satımı
aviation broker
hayvan alım satım pazarı
cattle market
hisse alım bedeli
cost of stock
hisse alım bedeli
cost of the stock
hisse alım satımı
jobbing
hisse alım satımı ile uğraşmak
to job Verb
hisse alım taahhüt belgesi
letter of application
hisse senedi alım belgesi
(US) stock-purchase warrant
hisse senedi alım satımı ile uğraşan kimse
security dealer
hisse senedi alım satımları
securities market transactions Noun
kendi hesabına borsa alım satımı
on-floor trading
kıymetli kâğıt alım satımı
security trading
kıymetli kâğıt alım satımı
securities trading
kıymetli kâğıt alım satımı
securities business
kıymetli kâğıt alım ve satımı
security transactions
konsinye alım sözleşmesi
consignment agreement Noun, Law
mal alım defteri
goods purchase ledger
menkul değer alım satımı
security transaction
menkul değer alım satımı
transactions in securities
menkul değer alım satımıyla uğraşan kimse
securities dealer
menkul değer serbest alım satım borsa simsarı
curbstoner
menkul değer serbest alım satım borsa simsarı
curbstone broker
menkul değer serbest alım satım borsası
curb market
net alım fiyatı
net purchase price
net alım fiyatı
net purchase
ön alım hakkı
preferential right
ön alım hakkı
pre-emptive right
ortak alım anlaşması
joint-purchasing agreement Noun, Competition Law
para alım satımı
money dealings
para alım satımı ile uğraşmak
to deal in money Verb
portföy mevcuduna dayanarak yapılan alım satımlar
long positions Noun
posta ile yapılan mal alım satımı
mail order
s borsada alım satımı yapılan hisse senetleri
stock negotiable on the stock exchange Noun
satın alım birliği
buying group
satın alım giderleri
cost of purchase Noun
satın alım kooperatifi
cooperative purchasing association
satın alım makbuzu
purchase voucher
satın alım şirketi
purchasing agency
satın alım sözleşmesi
purchase deed
satın alım sözleşmesi
contract of purchase
satın alım tarihi
date of purchase
satış ve alım opsiyonu
put and call option
seçici serotonin geri alım inhibitörü
selective serotonin reuptake inhibitor (SSRI) Noun, Psychiatry
selektif serotonin geri alım inhibitörü
selective serotonin reuptake inhibitor (SSRI) Noun, Psychiatry
spekülatif alım ve satımların yapıldığı piyasa
speculative market
standart alım fiyatı
standard purchase price
standart alım fiyatı
standard purchase pirce
taşınmaz alım satımı
purchase and sale of immovables Noun
taşıt alım vergisi
motor vehicles purchase tax
telefonla hisse senedi alım satımı
(stock exchange) telephone trade
telefonla yapılan alım satış işi
(exhange stock) telephone trade
ticari senedat alım satımına aracılılık eden komisyoncu
note broker
ticari senet alım satımına aracılık eden komisyoncu
note broker
toptan alım satım işi
jobbing
tüketici alım gücü
consumer purchasing power
türlü hisse senetlerinin alım satımı
spreading operations
US telefonla alım satımı yapılan hisse senetleri
telephone share (stock ,) Noun
uyuşturucuların alım satımı ile dağıtımını düzenleyen
harrison narcotic act
vadeli alım satım ile uğraşmak
to deal in futures Verb
vadeli alım satım işleri
forward s transaction Noun
vadeli alım satımlar
forward s exchange deals Noun
vadeli eşya alım satımı
commodity futures
vadeli kambiyo alım satım muamelesi
forward s exchange transactions
vadeli kambiyo alım satımı
forward s exchange
vadeli olarak döviz alım veya satımı
terminal contract
yığınların alım gücü
mass purchasing power
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Câzibe, gösteriş, çekicilik
  2. Satın alma, mübâyaa
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.