alert

  1. uyanık, dikkatli, tetik, gözü açık, müteyakkız.
    an alert mind: uyanık zekâ/zihin.
  2. canlı, hareketli.
  3. uyanıklık, dikkat, teyakkuz.
  4. alârm.
    an air raid alert: hava hücumu alârmı.
    to call an alert: alârm vermek.
    call off/cancel
    an alert: alârmı kaldırmak/alârma son vermek.
    full/red alert: tam/tehlike alârmı.
  5. (askerî birliklere, gemilere, uçaklara vb.) hazır ol emri vermek, alârma geçirmek.
  6. (yakın hava hücumuna/taarruza/fırtınaya vb. karşı) uyarmak.
    The radio alerted costal residents to
    prepare for the hurricane: Radyo, kıyı halkını kasırgaya karşı uyardı.
hava uyarısı.
hava savaşına hazır ol emri
uyanık olmak Verb
hazır olmak Verb
alarma geçmek Verb
mavi alarm: (a) birinci (sarı) alârmdan sonra hava hücumu olasılığını bildiren ikinci alârm, (b) kasırga/tayfun alârmı.
tehlike mesajı Noun
tehlike uyarısı
ikaz etmek Verb
hazırlık emri: uçak ve mürettebatı için harekete hazır ol emri. Noun
enflasyon uyarısı
nöbette, tetikte.
to be on the alert: tetikte/uyanık bulunmak.
güvenlik servislerini tam ikaz durumuna geçirmek Verb
güvenlik servislerini tam ikaz durumuna geçirmek Verb
orduyu alârma geçirmek/savaşa hazır hale sokmak.
teyakkuz durumu ilan etmek Verb
bir şeyin doğruluğunu temin etmek Verb
çok acele uyarı, (askerî/sivil savunmada) düşman taarruzunu bildiren uyarı/alârm. Noun
ikaz etmek Verb
çakı gibi
tehlike geçti işareti. Noun
uyarı Information Technology
alarm safhası Noun
dikkatini çekmek, öğüt vermek.
to alert a community to the dangers of inflation.
taktik hava kontrol görevi
hava savunma ikaz sistemi
hava savunma ikaz sistemi
kollamak Verb
göz kulak olmak Verb
alarm çalmak Verb