all out

  1. bütün güçleriyle, büyük gayretle, alabildiğine.
    They went all out to finish on time: Vaktinde
    bitirebilmek için bütün güçleriyle çalıştılar.
son gücünü/gayretini sarfetmek.
devrimden yana olmak Verb
bir şey için türlü zahmete katlanmak Verb
son derece ... Adjective
var gücüyle/kuvvetiyle, bütün varlığı ile, tüm, bütün, toptan, topyekûn.
He made an all-out effort
to win: Kazanmak için var gücüyle çalıştı.
all-out war: topyekûn savaş.
Adjective
beş parasız kalmak Verb
hesaplanamaz olmak Verb
bir şeyle hiç ilgisi olmamak Verb
çok fahiş fiyata mal olmak Verb
keyfini çıkarmak Verb
her türlü havada dışarı çıkmak Verb
her türlü hava da dışarı çıkmak Verb
birinin parasını soymak Verb
gevşemek Verb
kendini bırakmak Verb
canının istediğini yapmak Verb
mukayese kabul etmez
tamamıyla nispetsiz
tamamiyle nisbetsiz
tanınmayacak/inanılmayacak derecede.
The social structure has changed beyond recognition .
bütün takatını tüketmek Verb
her çareye başvurarak birini kurtarmaya çalışmak Verb
bütün muhalefeti yok etmek Verb
bütün farları sönük ilerlemek Verb