altında

Turkish-English Translation

  1. below
  2. underneath
  3. under
  4. hypo
  5. beneath
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Evrensel hizmet yükümlülüğü altında postacılık faaliyetleri (NACE kodu: 53.1)
Postal activities under universal service obligation (NACE code: H53.1) Noun, Trades-Professions
Evrensel hizmet yükümlülüğü altında postacılık faaliyetleri (NACE kodu: 53.10)
Postal activities under universal service obligation (NACE code: H53.1.0) Noun, Trades-Professions
gözaltında kaybetme
forced disappearance in detention Noun, Rights-Freedoms
gözaltında kaybolma
forced disappearance in detention Noun, Rights-Freedoms
tevazu kisvesi altında övünme
humblebragging Noun
tevazu kisvesi altında övünme
humblebrag Noun
...'ın ışığı altında
in the light of ...
adı altında
by the name of
ateş altında
under fire
ateş altında
under the gun
ayak altında
underfoot
ayak altında
in the way
aynı şartlar altında
in pari causa
başabaşın altında
below par
baskı altında
under strict control
baskı altında
under duress Adverb, Law
bazı şartlar altında
unlocking agreement
beklentilerin altında
below expectations Adjective, Economics
bir çatı altında
under the same roof
Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında
under the umbrella of the United Nations Adverb, Organizations
boyunduruk altında
under the yoke
boyunduruk altında
reduced to servitude
bu gibi şartlar altında
under such circumstances
bu şartlar altında
under the given conditions
bu şartlar altında
under these circumstances
bugünkü şartlar altında
under the present circumstances Adverb
çadır altında
under canvas
değerinin altında
below value
düşman işgali altında
enemy- occupied
egemenliği altında
under the rules
ekonomik abluka altında
economically beleaguered
el altında
handy
emniyet altında
under lock and key
eşit şartlar altında
on equal terms
eşit şartlar altında
on an equal footing Adverb
fakirlik sınırının altında
below the poverty line Noun, Economics
garanti altında
under warranty
garantimiz altında
under our guarantee
gizlilik mührü altında
under the seal of secrecy
görünüşü altında
under the guise of
gözetim altında
under custody Adjective
güven altında
in the bag
güverte altında
under hatches
haciz altında
requisitioned
her zamanki şartlar altında
under the usual provisions
himaye altında
protected
imzası altında
under one's signature
'ın ışığı altında
in the light of
'ın yönetimi altında
under the guidance of
işgal altında
under military occupation
işgal altında
occupied
ışığı altında
in the light of
itham altında
charged
kanun altında
under the law
kapasitesi altında
undercapacity
kaydı ihtirazi altında
restricted
kendi adı altında
under one's own name
kilit altında
under lock and key
kilit altında
locked up
kisvesi altında
under cover of
kisvesi altında
under the guise of
komutası altında
under the command of
kontrol altında
under control
koşullar altında
in the face of
maliyet fiyatı altında
under price
mevcut şartlar altında
under the present circumstances Adverb
muhafaza altında
under escort
mühürün altında
sub sigillo
namı altında
called
namı altında
under the name of
nezaret altında
impolite custody
nezaret altında
under surveillance
nezaret altında
under arrest
nezaret altında
custodial care
'nın başkanlığı altında
under the leadership of
normalin altında
below normal
onun altında
thereunder
ortalamanın altında
below average
paritenin altında
below par
perdesi altında
under cover of
risk altında
at risk Adjective
rütbece altında
beneath
rüzgâr altında
under the lee
sahte kimlik altında
under false colours
sayfanın altında
at foot of the page
sigortacıların bazı şartlar altında
franchise
sıkı gözetim altında
surveillance in close confinement
silah altında
under arms
sözlerinin ışığı altında
in the light of what you said
standardın altında
below standard
şüphe altında
under a cloud
şüphe altında
under suspicion
tazyik altında
under compulsion
tedavi altında
under cure
tehlike altında
in distress Adjective
tek bir çatı altında
under one umbrella Adjective
teminat altında
held covered Insurance
teminat mız altında
under our guarantee
toprak altında
below ground
vasatın altında
below average
vasatın altında
below the mark
velayet altında
in care
vesayet altında
under guardianship
vesayet altında
in warden
vesayet altında
in ward
yağmur altında
in the rain
yoksulluğun baskısı altında
under the stress of poverty
yönetimi altında
under his directorship
zorunluluk altında
distress selling
altında kalmamak
to get even for Verb
altında olmak
to underlie Verb
(polis) gözetim altında bulundurmak
to stake out Verb
adı altında tanımak
to pass by the name of Verb
ağır koşullar altında çalışmak
to slave away Verb
alkol etkisi altında olmak
to be under the influence of intoxicating liquor Verb
ambargo altında olmak
to be under embargo Verb
asgari şartlar altında yaşamak
to lead a hand- to-mouth existence Verb
asgari standardın altında yaşamak
to live below the minimum standard Verb
ateş altında olmak
to be under fire Verb
avarya altında gemi
ship under average
ayak altında çiğnemek
to tramp Verb
ayak altında dolanıp durmak
to hang around on the street corners Verb
azınlığı baskı altında tutmak
to oppress a minority Verb
azınlığı baskı altında tutmak
to oppress minority Verb
baskı altında hareket etmek
to act under pressure Verb
baskı altında ödemede bulunmak
to pay under compulsion Verb
baskı altında tutan
repressive
baskılar altında yapılan pazarlık
pressure bargaining
bir bayrak altında uçmak
to fly a flag Verb
bir hâkimiyet altında olmak
to be under a sway Verb
bir itham altında bulunmak
to be under an imputation Verb
bir şeyin altında kalmak
to remain under (an obligation Verb
bir şeyin altında kalmak
to have no retort (to sb's statement Verb
bir şeyin altında kalmamak
to get even for Verb
bir sözün altında kalmak
to be unable to reply Verb
bir suçlama altında bulunmak
to be under a charge Verb
bir yük altında ezilmek
to labor under a burden Verb
bir yükümlülük altında olmak
to lie under an obligation Verb
birinin emniyeti altında olmak
to keep one's powder dry Verb
birinin etkisi altında olmak
to be under the influence of sb Verb
birinin rütbece altında olmak
to rank below Verb
birşey başlığı altında toplanmak
to come under something Verb
daima el altında olmak
to be on hand at all times Verb
denetim altında olan
structured
denetim altında tutmak
to exercise supervisory control Verb
denetimi altında olmak
to call the shots Verb
deri altında bulunan
subcutaneous Adjective
eli altında olmak
to have within reach Verb
eli altında parası olmak
to have money at hand Verb
elinin altında parası bulunmak
to have money to the fore Verb
fiyatınin altında satmak
to sell below price Verb
fiyatının altında satmak
to sell under price Verb
fiyatının altında satmak
to sell below price Verb
haciz altında olmak
to be under seizure Verb
haczi altında olmak
to be under seizure Verb
hakaretler altında ezilmek
to writhe under insult Verb
hiç tesir altında kalmadan
without preoccupation
ipotek altında çıkarılabilecek tahvil
open-end bond
ipotek altında olmak
to be in mortgage Verb
itham altında bulunmak
to be under an imputation Verb
itham altında bulunmak
to be under a charge Verb
kendini denetim altında tutma
self-discipline
kontrol altında tutmak
to hold Verb, Military
kontrol altında tutmaya çalışmak
to fight down Verb
kuşku altında olmak
to be under suspicion Verb
liste fiyatının altında satmak
to sell under list price Verb
maliyet fiyatı altında satmak
to sell under cost price Verb
maliyet fiyatının altında satış
selling below cost price
maliyetin altında satılan mal
loss leader
mektuplarını kilit altında tutmak
to keep one's letters under lock and key Verb
minnet altında kalmak
to be obliged to someone for a kindness Verb
ne ad altında çalışıyorsunuz ?
(intelligent service) what's your cover
nezaret altında tutmak
to keep in safe custody Verb
öldürme tehdidi altında tutmak
to gunpoint to hold at gunpoint Verb
piyasayı eli altında tutmak
to manipulate the market Verb
piyasayı kontrolu altında tutmak
to control the market Verb
rantabilitenin altında üretim
marginal production
sahte ad altında dolaşmak
to masquerade under a false name Verb
şemsiyesi altında (koruması altında
under the umbrella of
sıkıyönetim altında olmak
to be under martial law Verb
standardın altında kalmak
to not to come up to standard Verb
su altında kalabilir
submersible
su altında kalan arazi
water lot
su altında sertleşen
hydraulic
şüphe altında olmaktan kurtulmak
to be clear of suspicion Verb
teminat altında olmak
to be under bonds Verb
töhmet altında bırakmak
to incriminate Verb
vergiler altında ezilmiş
crushed by taxation
yemin altında tanıklık
testimony under oath
yönetim altında olmayan
undirected
zan altında bulunan
suspect
zor altında çalışmak
to pull the labouring oar Verb
zor altında hareket etmek
to act under constraint Verb
zor altında imzalanan sözleşme
forced agreement
zor şartlar altında çalışmak
to work under difficult conditions Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database