assimilate

English-Turkish Translation

  1. Verb benimse(n)mek, kendine maletmek, temsil etmek, bünyesine kaynaştırmak.
    The mind assimilates knowledge:
    Zihin, bilgileri kendine maleder.
    America has assimilated many people from Europe: Amerika, birçok Avrupalıları bünyesine kaynaştırdı.
  2. Verb, Physiology sindir(il)mek, özümle(n)mek, hazmetmek, hazmedilmek.
    The body assimilates food.
  3. Verb
    assimilate to/with: uy(dur)mak, uygunlaş(tır)mak, intibak et(tir)mek.
    They assimilated their
    customs and behavior to the new environment: Adet ve tutumlarını/gidişatlarını yeni çevreye uydurdular.
  4. Verb
    assimilate to/with: benze(t)mek.
    They assimilated the civil code to the laws of Switzerland.
  5. Verb
    assimilate to/with: kıyaslamak, karşılaştırmak, mukayese etmek.
  6. Verb, Phonetics benzeştirmek: bir sesi söz zincirinde kendinden önce/sonra gelen bir sese uydurmak. Örneğin
    git-dim
    yerine
    gittim demek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

assimilation
asimilasyon Noun, Politics-Intl. Relations
assimilate people from european countries
Avrupalı göçmenleri asimile etmek Verb
assimilate properly
iyice anlamak Verb
assimilate properly
sindirmek Verb
assimilate to
benzetmek Verb
assimilate to
benzer hale getirmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database