assume

  1. Transitive Verb (a) sanmak, farzetmek.
    I assume that he will come: Sanırım gelecek.
    Let's assume that such
    is the case: Farzedelim ki keyfiyet budur. (b) saymak, addetmek, telâkki etmek, (c) hükmetmek, sonucuna varmak, istintaç etmek.
    to assume the existence of … : … in varlığına hükmetmek.
  2. Transitive Verb üstüne almak.
    to assume all risks: bütün riskleri üstüne almak.
  3. Transitive Verb deruhde etmek, (iktidarı vb.) elde etmek, ele geçirmek.
    to assume power/authority: iktidarı/yetkiyi
    elde etmek.
    You will assume your new duties tomorrow: Yarın yeni görevin(iz)e başlayacaksın(ız).
  4. Transitive Verb almak, takınmak.
    to assume a name: bir ad takınmak.
  5. Transitive Verb hal(ini) almak, arzetmek.
    He expected the situation to assume a threatening character: Durumun
    tehditkâr bir hal almasını bekliyordu.
  6. Transitive Verb (tavrını) takınmak, … gibi görünmek.
    He assumes a well-informed manner but in fact knows very little:
    Herşeyden haberi varmış gibi görünür, fakat aslında çok az şey bilir.
  7. Transitive Verb benimsemek, sahip çıkmak, üstüne alınmak, sahip olmak.
    to assume ownership: mülkiyetini üstüne
    almak.
    to assume an obligation: yüküm/taahhüt altına girmek.
  8. Transitive Verb (başkasının borcunu/yükümlülüğünü) üzerine almak.
  9. Transitive Verb (şüphe götürmez şekilde) telâkki etmek.
  10. Transitive Verb giymek.
    to assume the crown: taç giymek.
borcun nakli Noun, Civil Law
başkasının borçlarını üstlenmek Verb
tecessüm etmek Verb
bir borcu üstlenmek Verb
bir görev üstlenmek Verb
bilgiç tavırlar takınmak Verb
ipotek teminatı vermek Verb
bütün borçların kişisel sorumluluğunu bir başkasının üstlenmiş olduğu
üzerinde ipoteği olan gayri menkulün mülkiyetini kabul etmek Verb
kendine bir ad takmak Verb
bir ad takınmak Verb
kendine bir isim takmak Verb
hak iktisap etmek Verb
haksız olarak bir hak iktisap etmek Verb
bir hak iktisap etmek Verb
her bir zararın belli bir miktarını üstlenmek Verb
bir mirasa konmak Verb
tehditkâr bir tavır takınmak Verb
horozlanmak Verb
bir unvan almak Verb
bir ünvan almak Verb
unvan almak Verb
bütün riskleri üstlenmek Verb
bütün riskleri göze almak Verb
bütün riskleri üstlenmek Verb
her türlü rizikoyu göz önüne almak Verb
hava takınmak Verb
bir mevkie geçmek Verb
bir göreve geçmek Verb
kontrolü ele almak Verb
kontrol sahibi olmak Verb
borçları üstlenmek Verb
bir işin yönetimini üstlenmek Verb
gözünde büyümek Verb
bir şeyin sorumluluğunu üstlenmek Verb
yeni kayyumlar tespit etmek Verb
yükümlülükler üstlenmek Verb
yükümlülük altına girmek Verb
iktidarı ele almak Verb
yetkiyi ele geçirmek Verb
sorumluluk sahibi olmak Verb
sorumluluk almak Verb
sorumluluğu üstlenmek Verb
yetkisiz olarak bir hak almak Verb
(Br) menkul değerleri idare etmek Verb
birinin adı altında iş yapmak Verb
birinin mevkiini sağlamlaştırmak Verb
birinin mevki iinısağlamlaştırmak Verb
farz edelim ki Noun
başkan olmak Verb
başkanlık mevkiine geçmek Verb
kontrolu ele almak Verb
kontrolü ele almak Verb
mahkemede savunmayı üstlenmek Verb
ceza davasını üstlenmek Verb
bir teşebbüsün yönetimini üstlenmek Verb
işlerin idaresini üstlenmek Verb
başkanlığı devralmak Verb
hükümet idaresinin dizginlerini ele geçirmek Verb
yönetimin dizginlerini ele geçirmek Verb
sorumluluk üstlenmek Verb
hâkim rolü üstlenmek Verb
hâkim rolü üstlenmek Verb
suçlayan kişi rolünde olmak Verb
... haline gelmek Verb
cevher yumurtlamak Verb
farz edelim ki Noun
farz edelim ki Noun